Türkiye Ulaşım Sektörü İhtisaslaşmış İnteraktif Haber Forum Merkezi

Tam Görünüm: Buharlı anılar...
Şu anda Hafif Görüntüleme modundasınız. Siteyi normal görüntülemek için, Buraya Tıklayın
Lisede okuyoruz.Bir arkadaşımın babası o yıllarda manevra lokomotiflerinde makinistlik yapıyor.Bir yaz günü arkadaşımla Ankara Sıhhiye'de şimdiki adliyenin olduğu yerde buluştuk.Burada o yıllarda TCDD Ambar Müdürlüğü vardı.Hani şimdi Cer Atelyelerinin bulunduğu yeri Cermodern adında bir sanat merkezi yaptılar ya,onun hemen yanı.

Arkadaşım oralara sık gelip gittiği için ambardakiler onu tanıyorlardı.Bizi buyur edip meşhur trenci çayından ikram ettiler.Babasının da yakınlarda olduğunu,birazdan buraya gardan vagon getireceğini söylediler.

Biz çayımızı içerken ilerilerden bir yerden uzunca ıslık şeklinde bir tren düdüğü duyuldu.Gelen lokomotif arkadaşımın babasınındı.

Ben manevra lokomotifinde çalıştığını duyunca bunun o yıllarda yaygın olan DH 6500 modeli yani dizel hidrolik küçük bir lokomotif olacağını düşünmüştüm. Halbuki gelen bir buharlıydı.

Babası çektiği bir kaç vagonu "atma manevra" denen usulle ilerideki bir katara doğru atıp lokomotifiyle bizim bulunduğumuz yere geldi.

Buradan da içi eşya ve malzeme yüklü G tipi iki vagonu alarak gidecekti.

Lokomotifin içerisinden arkadaşımın babasıyla birlikte bir kişi daha indi.İkisi de içeride yanan taş kömürüne adeta bulanmış haldeydiler ama diğeri daha bir kapkaraydı.

Birer çay daha içtikten sonra babası bizim sıkıntımızı biz söylemeden anladı.Ve bizi lokomotifin yanına götürdü.

Bu lokomotifin 1940 lı yıllardan kalma Alman imali bir Henschell olduğunu,bir kaç defa da bizim Eskişehir'deki atelyelerimizde onarım gördüğünü,lokomotiflerin diğer tekerlekli vasıtalar gibi bir kişi ile kullanılamayacağını,bir ateşçi ve hatta bir de yardımcı ile kullanıldığını,lokomotiflerde sadece kömürün bir işe yaramayacağını,mutlaka suyun da yeterli seviyede bulunması gerektiği gibi temel bilgiler verdikten sonra bizi "markiz"e yani lokomotifin şoför mahalline çıkardı.

Açıkçası ben lokomotifin nasıl kullanıldığını merak ediyordum.Burada ne olduğu belirsiz pek çok kol,vana,çark ve kumanda vardı.Bir kaç göstergesi de olmasına rağmen bu göstergeler içerinin kurum , kömür tozundan ve de lokomotifin buharından sadece bilenlerin anlayabileceği şekle dönüşmüştü.

Ortada kocaman bir kapak vardı.Aralarındaki boşluklardan içerideki yanan kömür görülüyordu.Hatta simsiyah olmuş o ateşçi kapağı açarak arkadaki tender vagonundan aldığı bir kaç kürek kömürü ocağa atarken içerideki ısı cehennem ateşini aratmıyordu.

Makinist ise bize regülatör dediği bu lokomotiflerin gaz pedalı yerine geçen kolu,vites olarak değerlendirebileceğimiz reverser kolunu ve fren düzeneğini anlatmıştı.

İşte bu anılar ışığında sizler için Ankara Gar Sahasında yer alan Buharlı Lokomotif Müzesi'ni gezdim.

Ankara'da olan ve Ankara'ya gelecek arkadaşlarıma kesinlikle tavsiye ediyorum.Bu müzeyi mutlaka görsünler.

Müzeye Gar içinden ve arkadaki Celal Bayar Bulvarı üzeinden girebilmek mümkün.24 saat de açık.Resim çekmek için Gar Müdürlüğü'nden izin almak gerekiyor.Sağolsunlar kolaylık gösteriyorlar.

Müzenin kendisi bir derya.Benim yukarıda bahsettiğim Henschell'lerden iki tane var.Amerikan malı olan buharlılar ilk bakışta seçilebiliyor.Ayrıca İngiliz ve İsveç imali lokomotifler özenle saklanmış.Tarihe ışık tutuyorlar.

Hepsi de iyi durumda ve iyi bakılıyorlar.

Oldukça bol resim var.Ama öncelikle yukarıda bahsettiğim Henschell markizlerinden görüntüler vereceğim.İlerleyen günlerde diğer resimleri de beraber inceleriz.

[Resim: 194fer.jpg]

İşte Henschell'in markizi.Markiz kabaca üzeri yağmurdan korunmak için kapatılmış yer demektir.Yanda görülen merdiveninden çıkarak inceleyeceğiz.

[Resim: ih5fsk.jpg]

İşte bizim ateşçinin kömür attığı ocak bölümü...

[Resim: 30mvj44.jpg]

İşte ana kumandalar.Yukarıdan sallanan uzun kol regülatör olmalı.Bazı kumandaların da kol ve manivelalarının sökülüdüğünü düşünüyorum.

[Resim: 1z3a59g.jpg]

Ve işte tenderden kömürün alındığı kapak.Ortalığın dağınıklığı dikkatinizi çekebilir.Bu dağınıklık bu vagonda kömür olduğunu düşünürseniz hiç bir şey değil.

[Resim: vhajut.jpg]

Ve işte makinistimiz esas görüşü markizin yan camından sarkarak yapsa da bazen de bu ufacık camdan da bakıp önünü görmeye çalışırdı.

[Resim: 2lmuycl.jpg]

Ve de makinistin makam koltuğu.İşte bu taburede ne kadar oturabilirse o kadar dinlenebilir garibim.Uzun yolculukları bir düşünün.

[Resim: 156egc9.jpg]

Ve önden görünümler.

Gördüğünüz gibi numarası 57007.Bu numara bize bu lokonun toplam 7 adet dingili olduğunu ,bu dingillerden 5 inin çekerli olduğunu ve bu lokonun beş çekerli ve toplam yedi dingilli lokomotiflerin yedincisi olduğunu gösteriyor. ...

[Resim: 34zng51.jpg]

[Resim: 10ngxlk.jpg]

[Resim: 33m5yy9.jpg]

Diğer Henschell'in de markizine ait resimlerim var.Onları da ilerleyen zamanda ekleyeceğim.



Ve işte diğer Henschell ve de şoför mahalli görüntüleri....

Burası markizin merdivenleri.Önündeki levhada da bazı bilgiler yer alıyor.

Hemen bakıyoruz.II.Dünya Savaşı döneminde Almanya'da üretilmiş.Ve 47 yıl çalışmış.Çok uzun bir süre.

[Resim: 2m26gqh.jpg]

Yandan bir görünüm...

[Resim: 348kmbk.jpg]

Markizde ocak üzerinde bulunan bir levha.Burada imal tarihi 1942 olarak yazılmış.Yukarıdaki resimde yer alan levhadan daha doğru bir bilgi olduğunu düşünüyorum.

Eskişehir için muhtelif başlıklarda yazmıştık.Pek çok işte öncü olduğu halde çok adını duyuramamıştır diye.

İşte bir ispat da burada.

Hemen Eskişehir ile ilgili bildiklerimizi hatırlayalım:

"Devrim otomobili burada üretilmişti.
Yıllardır ülkemizin dizel elektrikli lokomotif ihtiyacı buradan karşılanmıştı.
Otobüscülükte pek çok firmanın merkezi Eskişehir olduğu gibi diğer firmalarda da pek çok Eskişehirli otobüscü vardı ." demiştik.
Gıda ve ev eşyaları üretimiyle İnönü'deki Ford tesislerini saymıyorum bile.

İşte burada yapılmış çok önemli faaliyetlerden birisi daha ortaya çıktı:Buharlı lokomotif yenileştirmesi.

[Resim: f57zmf.jpg]

İşte ocak kapağı...

[Resim: 2ns9ixy.jpg]

Ve muhtelif kontrollar.

Bunda da bazı kontrolların manivela ve çarkları sanki sökülmüş gibi dursa da bu markiz ilk yüklediğime göre sanki daha iyi durumdaydı.

Sağ üstte ilk mesajda bahsettiğim tarzda kömür tozu,is ve pastan anlaşılmaz olmuş üç adet göstergeyi görüyorsunuz.Bunlardan birisi kazan içi sıcaklık,diğeri kazan basıncı ve diğeri de regülatörle kumanda edilen basıncın değeri olması gerekir.

Bu lokomotifte dikkatimi çeken bir husus da markiz içerisinde elektrik sistemi ile ilgili de bir takım malzemeler bulunuşuydu.Sigorta kutusu komitatör gibi kırılıp yok olmuş da olsalar bazı tesisat parçaları vardı.

[Resim: 2h2mqn8.jpg]

Ve işte makinistin mekanı.

Biz bazen yeni otobüslerdeki şoför mahallilerini incelerken "plastik kalitesi düşük,düğmeler ergonomik değil,koltuğu keşke falan marka olsaydı,görüşü az" gibi ukalalıklarda bulunuyoruz.Bu insanlar buralarda nasıl çalışmışlar,karda kışta,sıcakta bu lokomotiflerle katarları nasıl çekmişler siz düşünün...

[Resim: eq1sap.jpg]

Bu taraf da muavin ya da ateşçinin mekanı.O da farklı değil.Arkadan kürek kürek kömürü kan ter içinde kazana at.Sonra da geç bu tabureye dinlenmeye çalış.Olacak iş değil.

[Resim: 35a4piw.jpg]

Ve yine makinistin gözüyle gidiş istikameti resimleri.Önce yan camdan aynen makinist gibi sarkarak baktım.Daha sonra da ön camdan bir şeyler görebilmeye çalıştım.

İşte sarkarak görüntü:

[Resim: 2hppxmf.jpg]

Ve işte ön camın görüş açısı:

[Resim: 24cgzl5.jpg]

Ve ateşçinin baş belası tender ve kapağı...

[Resim: 34pf0gl.jpg]

İşin özü ise şu:

Bu güçlü ve sapasağlam makineler yıllar yılı raylarımızın üzerinde ne zorluklarla,ne güçlüklerle gidip gelmiş şu resimlerden az da olsa hissedebiliyoruz.

Dışarıdan çok sevimli dursalar da ,heybetlerinin altında çekilen ağır sıkıntılar da yatıyor maalesef.

Bizlere yıllarca ağır hizmet vermiş bu lokomotiflerde çalışmış bütün TCDD personeline buradan selamlar olsun.Yaşayanlarına Allah (C.C) selamet versin,ölmüşlere de gani gani rahmet eylesin.

Tekrar ediyorum.Bu müzeyi mutlaka ziyaret edin ve yukarıda bahsettiğim gözle bakarak inceleyin.

TCDD'ye böyle güzel bir müze için teşekkür ediyorum.İnşallah yeni YHT Garı yapılırken buradaki bu güzellikler kaybedilmez.

Selahattin Büyükkıdan üstadla hoş bir sohbet gerçekleştirdiğim Eskişehir gezintimden karlı bir antika lokomotif resmi...

Yukarıdaki mesajımda lokolmotiflerin plakalarının okunuşunu açıklamıştım.

O zaman hep beraber Eskişehir Garı karşısına park etmiş bu lokomotifi plakasına bakarak değerlendirelim.

"3323" dört haneli bir lokomotif numarası.O zaman bu lokomotifin arkasında kendisi ile birleşik bir kömür vagonu yok demek ki.

Okuyoruz: "3" dingilli , "3" dingili de müteharrik lokomotiflerden "23". sıradaki lokomotif.



[Resim: dscn5409i.jpg]
Ellerine saglik Üstadim,
Cok güzel resimler ve mükemmel anlatim... keske daha fazla koruyabilsek, belirli günlerde sevdalilari ile ufak bir tur atip belgesel yapabilsek...

Saglicakla
Referans Adresler