Evet Renault uzunca süren beklemenin ardından yeni ürün gamını piyasaya sürdü. 1990 yılında piyasaya sürülen Magnum ve 1996 yılında piyasaya sürülen Premium modellerini tek bir isim ve tasarım altında toplayan üretici yeni uzunyol serisine T adını verdi.
Renault firması sürekli olarak farklı görünen tasarımlara öncülük etmiş en azından konseptlerinde bunu denemiş ve bazı modellerinede bunu aktarabilmiştir. Fakat şahsen bu modelin 1990 yılında gerçekten piyasada bulunan kamyonlardan tamamen ayrılan yapısı ile Magnum'un gölgesinde kaldığını düşünüyorum, 23 yıl bekledikten sonra böyle bir tasarımla karşılaşmak tamamen bir hayal kırıklığı yarattı bende, üstüne üstük Radiance konseptinin yakınından bile geçmemeleri tam bir fiyasko benim açımdan. Radiance konseptine yakın bir tasarımı denemiş olsalar idi işte o zaman Magnum'un yakaladağı o etkiyi yakalayacaklardı.
Evet üretici yine cesur davrandı ama bu sefer keskin bir çizgi çekti tasarımda ve ya seven çok sevsin sevmeyende hiç sevmesin noktasına getirdi olayı bu tasarımın ortası maalesef yok. Piyasada bulunan diğer tüm modellerin tasarımı akıcı ve birbirine uyumlu hatlardan oluşurken Renault tam tersi yola başvurarak birbirine tamamen zıt çizgiler ve devamlılığı olmayan hatlardan oluşturmuş aracını. Keskin yapılı çizgilerinin yanında rüzgar direncini azaltmak için kullanılan yuvarlatılmış kenarlar ile araç tam bir karmaşa yaşatıyor insanlara ve ters köşeye yatırıyor algıları.
Araç oyuncaklı ve temiz yüzlü olmadığından ötürü bir parçası üzerinde olmasa veya kaportası darbeli olsa bile pek belli olmayacak gibi
Tasarımcılar kabin yan dolap kapaklarını bile genel kabin hattından dışarıya çıkıntı yapacak şekilde tasarlamışlar, ben test aracında bunu görünce gerçek tasarımı kapatmaya çalıştıkları bir kamuflaj zannetmiştim ama zaten aracın kamuflaja ihtiyacı yokmuş, bu şekilde bile test edilse kimse bu şekilde piyasaya sürüleceğini tahmin etmezdi
Herkesin düz temiz veya estetik çizgilerden hoşlanmadığından yola çıkan üretici, zıt, çirkin, karmaşık bir tasarım ile diğerlerinden ayrılmayı tercih etmiş umarım istedikleri satışları yakalarlar.
Araçta High Sleeper Cab adı verilen top model tamamen düz bir taban zemini sunarken önceki Magnum'un varisi konumunda, sadece 13 litre motor ile alınabilen bu aracın kardeşi yani Premium'un yerine konumlandırılan Sleeper Cab ise diğer modelin motor tüneli bulunan alçaltılmış versiyonu. Üretici genişlikleri aynı olan bu iki kabin ile dar tasarımlı kabinden vazgeçerek müşterilerini sevindirecek.
Kabin içerisine geçtiğimizde de bizleri dış tasarımla uyumlu! çizgiler bekliyor. Köşeli çizgiler ile yuvarlak formlu havalandırmaların bir arada sunulduğu iç mekanda fonksiyonellik ve basitlik ön plana çıkartılmış. Basitlikten kastım ise sadece ihtiyaç duyulan unsurların yerli yerinde olması ve çeşitli ilginçliklere gidilmemiş olmasıdır. Dikkatimi çeken en önemli ve ilginç husus ise bazı kontrol düğmelerinin kişisel isteklere göre çıkarılıp başka bir bölüme alınabilmesi oldu
Yürüyen aksam konusunda ise fazla bir detay yazmaya gerek duymuyorum, tamamen Volvo'dan alınan yürüyen aksamda mevcut motorların Euro 6 versiyonları sunuluyor. 380-430-460 beygir güç seçenekleri bulunan 11 litrelik DTI11 ile 440-480-520 beygir güç üreten 13 litrelik DTI13 yeni seriye hayat veren seçenekler.
Ben iki gündür benimsemeye özümsemeye çalışıyorum aracı ha şu bir gerçekki farklı bir araç olması yollarda da kendisini fark ettirecektir bizim içinde iyi bir malzeme olacaktır elbette. İlerleyen zamanda diğer detaylarınıda gördükçe paylaşıp tartışırız Renault ailesine ve teknoloji ortağı Volvo'ya hayırlı olsun diyelim biri jön temiz yüzlü iyi çocuk FH diğeri haylaz uçuk kaçık serseri çocuk T serisi.
Herkese sevgiler, saygılar.