Plaka 10 DS 359, resim 1975 in, aracin modeli daha eskide olabilir, aslinda TOE ve MAT aklima yatmisti. Benim en cok ilgimi ceken aracin yatak kabininin sekli, 682 Fiat larinkine cok benziyor. Birde genellikle amerikan tarz olan soför kismi, fark ettiyseniz soför mahali ön dingilin önünde FM 786 Macklardaki gibi, toplama ihtimalide bence cok yüksek eger gercektende toplama ise, güzel derim. Insallah plaka sorgulamasindan birseyler cikar.

Kalin Saglicakla

Plaka sorgulamada yok maalesef.

Öncelikle Gökhan kardeşime teşekkürlerimi bildiriyim. Elbette bu teşekkür tartışmayı başlatan kamyon resmini sitemize yüklemesindendir. Aslında bu konu benim programımda vardı fakat nasip Gökhan Bey’inmiş.

Ben şahsen bu konuda bilhassa üstat Osman Sezai Bey ve Adil Kaptan’ın bizlere daha fazla bilgi sunacağını tahmin ediyordum. Birde resmi yükleyen kardeşimin böyle bir aracı yetmişli yıllarda görebilmiş olacağını zannediyordum. Fakat yukarda yazılanlardan anlaşılıyor ki Gökhan Bey böyle bir araç görmemiş.

Kısaca konuya tekrar el atacak olursak;
Dünyada kamyona fazla ihtiyaç olduğu ve daha çok sayıda kamyon markasının olduğu yıllarda ABD’nin ve Batı’nın etki alanı olan ülkelerde İnternational Harvester Firması da diğer Batılı firmalar gibi gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerde Lisanslı kamyon üretimi işlerine girişmiştir. Bu konuda detaylı bir araştırma yapılabilir. Ancak ben yinede İH firmasının kamyon üretiminde bulunduğu ülkelerden ilk aklıma gelenleri sıralayayım. Türkiye, Batı Almanya, Avusturalya, Meksika ve Güney Afrika Cumhuriyeti…
Hatam varsa düzeltirseniz memnun olurum.
Bu saydığım ülkelerden Türkiye, Almanya ve Güney Afrika Cumhuriyeti’nde faaliyet sona ermiş durumda. Avusturalya’da ACCO devam ediyor. Meksika’da yanılmıyorsam iki firma vardı. DİNA halen faal şu anda adı aklıma gelmeyen diğer firmanın da yakın zaman kadar yaşadığını yazabilirim.
Neden bunları yazıyorum?
Öyle zannediyorum ki konumuzla ilgisi var. Avusturalya ve Güney Afrika üretimi İH kamyonların burunsuz modelleri arasında yukarıdaki resmi çağrıştıran kamyon tipleri var. Ben bilhassa Güney Afrika İnternational burunsuz kamyon ile böyle bir bağ kurdum. Bu bağ ne kadar kuvvetli? En azından TOE mühendislerine böyle burunsuz bir aracın yerli imkanlarla üretiminin mümkün olduğu fikrini ve ilhamını verecek kadar. Beklide teknik bilgi alış verişi de mümkündür. Şunu da ilave edeyim, Güney Afrika İnternational burunsuz kamyonu da bizdeki İnter kamyonlar gibi Perkins motorlu.

Gelelim Gökhan kardeşimin yüklediği resimdeki kamyona:
Böyle alıntı bir resim bende de var. Yine bizim ülkemizde ve yine yabancılar tarafından çekilmiş bir fotoğraf karesi. Zaten bu konuda yazı yazıp bilgilerinize başvuracaktım demem de bu yüzden. Resmi şimdi araştırıyorum Bulunca hemen ben de yükleyeceğim. O resimdeki kamyon da aynı tonda mavi renkte. Aynı kamyon değilse aynı kaporta görünümünde ve aynı çizgilere sahip.
Kupa İH minibüslerde olduğu gibi atölye ve el yapımı.
Kapı camları minibüslerde olduğu gibi sürgülü.
Aracın tamponu TOE firmasının ilk teşebbüslerinden Federal kamyonların tamponu ile benzer, muhtemelen aynı presten çıkmış.
Kamyonun önünde MAT yazısı var. (İH minibüslerde de “Mater” yazdığını hatırlayalım) Gökhan kardeşimin elindeki resmin daha net hali varsa bu konu anlaşılabilir.)
Her iki farın da üstünde aracın ön yüzünde sinyaller hizasında muhtemelen 1800 ibareleri mevcut. ( bu bilgiyi bendeki resimden hatırlayarak yazıyorum.)
Yine yıllar önce bu konuyu bir İnterciye sorduğumda bu araçların yetmişli yıllarda TOE tarafından piyasaya sürüldüğü bilgisini bana vermişti.

Bu konuda daha fazla yazmak isterim. Şimdilik kalın sağlıcakla.
Selamlar.

Ellerinize saglik Sayin Celikf,

Yasim 43, maalesef böyle bir aracla karsilasmadim üstelik buna benzer vakalar daha elimde var, o araclarin resimlerinide ileride yükleyecegim.

Konumuza dönersek, iyiki bu yabancilar 70li yillarda yurdumuzda fotograf cekmisler, bizden o yillarda bu isi kimse yapamazdi. Elimde ki ansiklopedileri dünden beri kurcaliyorum IH ile ilgili ne varsa neredeyse hepsini okudum hatta bildiklerimi de yine okudum, size katiliyorum Güney Afrika Cum. , Meksika, Almanya v.s. Bizim TOE ve M.A.T ile ilgili neredeyse hic bir bilgi aktarilmamis. Bir cok dilde yazilmis 150 küsür kitap var elimde en az bilgi aktarilan ülke Türkiye, yazarlarla irtibat kurdum; ingiliz Peter J. Davies, hollandali Niels Jansen, alman Bernd Regenberg gibi , bu isimler gercekten kamyon sektöründe taninmis ve söz sahibi kisiler, bu kisilerden aldigim cevap sudur. " Türkiye den bilgi alamiyoruz, bilgi verilmiyor, ya da verilen bilgiler, rakamlar cok celiskili oldugundan bizde okuyucuyla paylasmiyoruz."
Evet maalesef dogru tespitler, Sayin Celikf hatirlayacasiniz arastirdigimiz Mersin Leyland larini, ortada halen bir sonuc yok.
Ben fotografin sahibi italyan Pasquale Caccavalle ile de görüstüm, aldigim cevap sudur "ya ne kadar acayip araclar varmis Türkiye de" bu cümle o yillar icin gecerli tabii ki. Onunda hic bir malumati yok bu kamyon konusunda.

Kalin Saglicakla

Alıntı;
Gökhan kardeşimin yazısı:
("Bizim TOE ve M.A.T ile ilgili neredeyse hic bir bilgi aktarilmamis. Bir cok dilde yazilmis 150 küsür kitap var elimde en az bilgi aktarilan ülke Türkiye, yazarlarla irtibat kurdum; ingiliz Peter J. Davies, hollandali Niels Jansen, alman Bernd Regenberg gibi , bu isimler gercekten kamyon sektöründe taninmis ve söz sahibi kisiler, bu kisilerden aldigim cevap sudur. " Türkiye den bilgi alamiyoruz, bilgi verilmiyor, ya da verilen bilgiler, rakamlar cok celiskili oldugundan bizde okuyucuyla paylasmiyoruz." )

Benim kanaatim Dünya Kamyon üretimi ve tarihi konusunda uzman olarak verdiğin bu kişiler Türkiye'de yeterli araştırma ve çalışma yapmamışlar.
Evet. Bilginin ana kaynağı üreticilerin kendisi gibi düşünülebilir. Ancak firmaların el değiştirdiği, taşındığı ve bu konuya ne kadar önem verdiği (Zira firmaya para getiren bir uğraşı değildir. Böyle bir servis veya birim neden kuralım? Neden burada personel çalıştıralım? şeklinde düşünce özel sektörde maalesef hakimdir.) bir gözönüne alınırsa firmalardan bilgi temin etmek o kadar da kolay olmayabilir. Ayrıca bir de tamamen faaliyetten çekilmiş üreticiler var.
Bize yeterli bilgi verilmiyor. Verilen bilgi ve sayılar çelişkili denmiş.
Genellikle araştırmacının işi zordur. Birçok kere verilen ve toplanan bilgiler yetersiz ve hatta çelişkili olabilir. Uzman bunları analiz edecek. Ve doğru kararlarla doğru sonuçlara ulaşacaktır.
Bende ülkemizde üretilen kamyon ve ticari araçları çeşitli yabancı kaynaklardan araştırdım. Çok sönük ve yüzeysel bazı bilgiler mevcut.
Oysa Polonya, Yugoslavya, Macaristan hatta Bulgaristan gibi Otomotiv Sanayinde bizden geride olduğunu düşündüğümüz veya aynı gruba girdiğimizi tahmin ettiğimiz ülkelerin otomotiv sanayilerine ait doyurucu bilgiler ilgili literatürlerde mevcut.
Bize ait bazı bilgilerde büyük hatalar var. Bu hataları araştırmacılar bize yükleyemezler. Öyle ki BMC firmasını anlatırken MANAŞ ile karıştırmış!
Söz konusu bu araştırmacılar belli ki Türk otomotiv sanayini hafife almışlar. Bu kadar zengin ve içerikli olduğunu görememişler.
Bu konuyu çok da dert etmeyelim. Tarihimizi, Dilimizi hep yabancılar araştırmış. Bu konularda temel çalışmalar maalesef bize ait değil.
Hiç değilse hobi olarak keyif aldığımız bu konuda kendi araştırmamızı büyük ölçüde kendimiz yapmış olalım.

Burunsuz İH kamyonlar için daha önceki bir tarihde (31 Oca 2007 ) başka bir forumda yazmışım ve bu konuya değinmişim.
http://www.biz.bu.siteyi.dikkate.almıyor...p?p=424488

Selamlar.

Yazdiklarinizin coguna katiliyorum, en büyük sorunumuz ; bir arsivimizin olmamasi, Ben yurt disinda yasiyorum ve bir cok ülkenin ulastirma bakanliklarinin arsivlerine girebilme firsatim var, tabii ki kisitli ve belirli konularda, anlatmak istedigim de bu zaten, eger bir BMC üzerine kronoloji yapilacaksa illede BMC ye gitmek sart degil basit bir kütüphane bile yetmeli diye düsünüyorum, en azindan basit bilgiler icin.
Ama bunlarin hepsinin ileride yurdumuzda olacagindan cok eminim.
Bunlari yazmisken birde ufak bir hatirami paylasmak istiyorum. MANAS in Büssing kupali 26.281 lerini hepimiz biliyoruz. Böyle bir modeli gören tanidik alman, bu aracin 1968-71 arasi üretimis olan orijinal Büssingin restore edilmis hali sanip bana dediki " Bak Büssing i ne kadar güzel hale getirmisler, neden Türkiyede de kamyon restore etmiyorlar " deyince adeta cildirdim. Bu gördügün ne Büssing nede MAN dedim, ama inandiramadim, taa ki kendi fotograflarimdan gösterene kadar.
Yurdumuzda ticari arac sektörü aslinda birakin sosyalist ülkeleri, bir Ispanya, bir Norvec, bir Finlandiya dan daha ileriydi.

Saygilarimla