Çile ve Vefa
|
11/06/2010, 09:16 PM
Mesaj: #1
|
|||
|
|||
Çile ve Vefa
Babam beni, yani öz kızını satıyormuş! Köylüler öyle diyordu. Çocuk aklımla babamın beni, hikâyelerde okuduğu köleler gibi satacağını düşünürdüm.
“Ben Ardahan’ın bir dağ köyünde doğdum, çocukluğum orada geçti.” diye başlıyor Nevin öğretmen, fukaralık yüzünden ailelerin, kızlarını ortaokul veya lisede okutamadığını anlatıyor. “Fakir olmamıza rağmen babam okumamı çok istedi; diğer şehirlerdeki akrabalarımı yokladıysa da kimse yanaşmadı beni yanlarına alıp okutmaya. Yakın bir ildeki parasız yatılı imtihanlarını kazanmama o yüzden benden çok sevindi babam. İzinlerde geldiğim köyümüzden okullar açılırken ayrılırdım. Böylece 6 sene her tatilde Ardahan’a gelir, köyde anneme yardım ederdim. Okullar açıldığında ise babamla birlikte sabaha karşı 3′te kalkıp yürüyerek köyden 1,5 km uzaktaki ana yola inerdik. Hele yarıyıl dönüşlerinde kar o kadar çok yağmış olurdu ki, babam beni sırtına almak zorunda kalırdı. O yıllarda babamın bineceğim arabayı seçmek için bazen saatler harcaması bana o günlerde çok anlamsız geliyordu, ta ki gerçeği öğrenene kadar… Bizim oralarda komşu ile dolmuş olmadığı için babam beni genellikle yük kamyonlarına bindirirdi ama ben köydeki insanların benimle ilgili dedikodularını duyar, geceleri gizli gizli ağlardım. Babam beni, yani öz kızını satıyormuş! Köylüler öyle diyordu. Çocuk aklımla babamın beni, hikâyelerde okuduğu köleler gibi satacağını düşünürdüm. Babam yoldan geçen her kamyonu durdurur, şöförleriyle kısa bir konuşma yaptıktan sonra bineceğim kamyonla ilgili bir karar verirdi. Uzaktan bunu görenler, demek ki babamın şöförlerle pazarlık yaptığını düşünüyordu. Bindiğim kamyonların şoförleri -babamın kimbilir ne zahmetle kazanıp bir kısmını avcuma sıkıştırdığı- paramı harcatmazlar, yedikleri lokantada kendi yediklerinden fazlasını ısmarlar, yan koltukta uyuduğumda paltolarını üstüme örter, bazen de çaktırmadan cebime harçlık koyarlardı. Ben babamın ne yaptığını, neden o şehre giden her arabaya beni bindirmediğini çok sonradan öğrendim; öğrendikten sonra da köylülerin bizi suçladığı şeyle ilgili üzüntüm daha da arttı. Yıllar böyle geçti. Okudum, öğretmen oldum. Evlendim, üç çocuk yetiştirdim. Beni yoksulluğa ve iftiraya rağmen okutan babam artık yaşamıyor, Allah mekânını cennet etsin sevgili babamın… O kadar erkenden kalkıp saatlerce kış kıyamette araba beklerken babam şoförlere nereli olduklarını soruyordu; ‘Trabzonluyum’ cevabını alana kadar beni hiçbir kamyoncuya teslim etmiyordu. ‘Niçin?’ diye sordum, ‘Kızım’ dedi, ‘Trabzonlular güvenilir ve ahlâklı insanlardır. Seni onlara teslim ettiğimde gözüm arkada kalmıyor!’ Şimdi oğlum yurtdışında yaşıyor. Oğlumu yolcu ederken pistin ufkuna uzun uzun bakıyor ve onu teslim edebileceğim bir Trabzonlu kamyoncuyu boş yere arıyor gözlerim…” Anlatılan hikâye değil hakikat. Aziz dostum ve kardeşim Harun Çelik’in hazırladığı “Kuzeyli Yazılar” adlı derleme kitabının ilk yazısı, “Trabzonlu kamyoncular nerdesiniz?” Kuzeyli Yazılar, Trabzon’a ve Trabzonspor’a dair bir derleme çalışması. Anekdot yayınları arasında çıktı. İçinde, bir kısmı Trabzonlu olmayan 200′e yakın isimden benzer anekdot ve hatıralar yer alıyor. Sevimli, bir hamlede okunuveren ve insanın zihninde, dimağında güzel tatlar bırakan bir kitap. Emeği geçen herkesin eline sağlık. Gelelim işin “kıssa” faslına; benim bu yaşanmış hikâyeden anladığım şudur: Hayat, istisnasız herkese bir “Trabzonlu kamyoncu” olmak vazifesi yükler ve başarılı olmak için ise Trabzonlu olmak şart değildir, insan olmak kâfidir. Ey emânete hıyânet etmeyen, helâl süt emmiş, insan evlâdı o kamyoncu, şoför abilerim, ehl-i ırz büyüklerim; bu milletin mayasına duyduğum inancı tazelediğiniz için herbirinizin ellerinden hasretle öperim. Yaşıyorsanız Allah işinizi âsân kılsın; öldüyseniz âhirette Efendimiz Resûl-i Ekrem’e komşu olursunuz inşallah! Hayrettin Kırıcı'ya teşekkürlerimizle, http://www.tasimacilar.com © Copyright 2006 Magazinulasim.com ve haber.magazinualsim.com tüm hakları saklıdır.Yayımlanan haber makale ve fotoğrafların her türlü hakkı sitemiz ve yazarlarımıza aittir. İzinsiz kullanılması ve çoğaltılması 5846 sayılı ''Fikir ve Sanat Eserleri Yasası'' kanuna göre suçtur. http://haber.magazinulasim.com/ http://www.facebook.com/magazinulasimcom http://www.instagram.com/magazinulasim/ http://www.twitter.com/magazinulasim https://www.youtube.com/@MagazinulasimTV |
|||
11/06/2010, 09:40 PM
Mesaj: #2
|
|||
|
|||
RE: Çile ve Vefa
Alıntı: Bindiğim kamyonların şoförleri -babamın kimbilir ne zahmetle kazanıp bir kısmını avcuma sıkıştırdığı- paramı harcatmazlar, yedikleri lokantada kendi yediklerinden fazlasını ısmarlar, yan koltukta uyuduğumda paltolarını üstüme örter, bazen de çaktırmadan cebime harçlık koyarlardı. Evet Mesele Trabzonlu meselesi değil gerçekten,insanlık meselesi günümüzde bu örneklere rast gelemk pek mümkün değil diyerek ümitsi olsakda asla ümitsi olmadığımı söylemek siterim. Buna benzer bir olayda benim başıma gelmişti.2001 yılında bir müşteri bağlantım için, İstanbuumuzun bir başka ucu lan sultançiftliği tarafına giderken,minübüse binmiştim ancak bindiğimde elimi cebime bir attığımda,nakitin yer aldığı hazinem olan, cüzdanım maaesef yerinde yoktu .Utanmışdım bu halk otobüsçülüğü geçmişi olan ve bu durumları yaşayan binlerce insanla karşılaşan,bir gencin başına gelmesi,ama bu durumu yaşayanlara şüphe ile değil,merhametle yaklaşması gelmişti aklıma...Saniyelerle düşüncelerden sıyrılıp kendimi topralayarak,magirus'un ön sağ tarafındaki koltuğa oturdum,üzerinde takım elbise, elinde bir çanta olan birisi olarak çekinerek,şöföre usta kusura bakma alele acele şirket'den çıktım cüzdanımı herşeyimi orada unuttum,beni idare edermisin sultançitfliğine kadar dediğimde yüzüme sert sert bakarak ''sana para soranmı oldu yakışıklı diyerek'' 45 dakikalık uzunca bir sohbete başladı benimle ve yolun sonunda,ise elime müdür sen buralardan dönemezsin şimdi,biz insan evladıyız ''adamın halından adam anlar'' diyerek zorla bana yanımda tedbiren durması için 30 milyon vermeye kalkmıştı. Ancak durumu gideceğim yerde rahatlıkla çözeceğimi kendine söylediğimde ısrarl telefonumu alarak ''olayı çözemezsen, beni ara buradan kahya'ya ben gerekeni söylerim'' diyerek,bana insanlığını fazlası ile göstermişti.Böyle direksiyon esnaflarımızın hala daha var olması,toplum olarak daha çözülmediğimiz göstermektedir.Aynı şekilde bende o minübüsçü kardeşimize Rabbim'den gani gani bereket ve saadet temenni ediyorum. © Copyright 2006 Magazinulasim.com ve haber.magazinualsim.com tüm hakları saklıdır.Yayımlanan haber makale ve fotoğrafların her türlü hakkı sitemiz ve yazarlarımıza aittir. İzinsiz kullanılması ve çoğaltılması 5846 sayılı ''Fikir ve Sanat Eserleri Yasası'' kanuna göre suçtur. http://haber.magazinulasim.com/ http://www.facebook.com/magazinulasimcom http://www.instagram.com/magazinulasim/ http://www.twitter.com/magazinulasim https://www.youtube.com/@MagazinulasimTV |
|||
01/02/2011, 01:24 AM
Mesaj: #3
|
|||
|
|||
RE: Çile ve Vefa
Anılar gerçekten çok hoş bende bir şoför çocuğuyum ve her anıda her resimde kayboluyorum bu sitede ...
|
|||
01/02/2011, 04:03 PM
Mesaj: #4
|
|||
|
|||
RE: Çile ve Vefa
.
© Copyright 2006 Magazinulasim.com ve haber.magazinualsim.com tüm hakları saklıdır.Yayımlanan haber makale ve fotoğrafların her türlü hakkı sitemiz ve yazarlarımıza aittir. İzinsiz kullanılması ve çoğaltılması 5846 sayılı ''Fikir ve Sanat Eserleri Yasası'' kanuna göre suçtur. http://haber.magazinulasim.com/ http://www.facebook.com/magazinulasimcom http://www.instagram.com/magazinulasim/ http://www.twitter.com/magazinulasim https://www.youtube.com/@MagazinulasimTV |
|||
|
Konuyu görüntüleyenler: 3 Misafir