23/02/2013, 01:17 PM
(22/02/2013 11:25 PM)serkan.karyagdi Yazılan: [ -> ]Gelelim poşet sulara :
Bu sular seksenlerin sonlarına doğru çıktı ve doksanların ortalarında ortadan kayboldu depolaması kolay fakat içmesi zordu pipeti saplamak suyu dökmeden büyük maharet istiyordu zamanla ortadan kayboldu hatta bazı efsanelere göre arka kapıdan muavinlerin su isteyen yolculara yakala diyerek attığı rivayet edilir Varan'da çalışırken Kütahya yakınlarında arıza yapıp yolcuyu aktardığımız maratonda bu sulardan vardı su isteyen yolcuya verdiğimde bu ne diye tuhaf tuhaf yüzüme bakışını asla unutmam
1994 senesinde ortak olmayı düşündüğümüz ve bir arkadaşımın abisine ait olan 93 model Mitsubishi Prenses ile Ankara'dan Bingöl'e gitmiştim...Hayatımın en facia yolculuğu olmasa da çok esaslı şoklar yaşamıştım...Bu poşet sular o arabada da dağıtılıyordu, fakat bir farkla, muavin poşet suları koridora ve koltukların çöp kutularına rast gele attıktan sonra "Daha da su istemeyin, yatacam ben, isteyen bunlardan alsın içsin" deyiverdi..Bendeki şok bambaşka tabi, e ne olacak biz Varan'da, Koç'ta, Metro'da vs. çıtkırıldım servis yaparken şahit olduğum bu muamele tam bir filmdi...Araba zaten peynir taşıyan kapalı kasa bir kamyonun içi gibi kokuyordu, bizim arabalar ise bunun yanında heryanına otomatik parfüm makinası takılı vanilya kokan pastahane gibiydi...O zamanlar Raks marka parfüm makinaları yeni çıkmıştı...Yolcular da ortama ayak uydurup arabayı piknik yerine çevirince deymeyin işkencenin keyfine...Daha 1 yaşındaki arabaya acımıştım...Bingöl'e vardıktan sonra hemen başka otobüsle geri döndüm ve ortaklık başlamadan bitti.
Biraz mide bulandırıcı olacak ama üzerime kusulan bir yolculuk hikayesin de daha sonra paylaşayım