25/10/2013, 10:05 AM
Nisan ayında yaptığım İstanbul - Ankara yolculuğum sırasında ilk kez deneyimlediğim Kamil Koç Rahat 2+1 düzenli Temsa yeni Safir hakkında ki izlenimlerimi daha önce siteye giriş sorunlarım nedeniyle paylaşamamıştım.
Son teslimatlarla filo da sayısı 63 adete çıkan Temsa Safir Rahat araçların yolculuk konforunu ve Kamil Koç'un araç içi hizmetlerini görebilmek amacıyla 01:00 hareket saatli bir Rahat aracıyla İstanbul-Ankara yolculuğumu gerçekleştirdim.
Çok uzun yıllar önce servis memuru olarak çalıştığım ve birçok sefer de gerçekleştirdiğim 01:00 hareket saatli İstanbul-Ankara seferleri tüm büyük firmalar için prestij seferidir ve en iyi hizmetin en iyi aracın en iyi personelin en iyi hizmetin ve en iyi sürüşün yapılmasını gerektiren unsurlara sahip olmalıdır.
Uzun zamandır Ankara yolculuklarında uçağı tercih ettiğim için otobüs'le Ankara'ya gitme fırsatım olmamıştı, zamanım olduğundan bu yolculuğum da özellikle Kamil Koç ve yeni Safir araçlarını tercih ettim fakat ne yazık ki başından sonuna hayal kırıklığı yaşatan bir yolculuk oldu.
Öncelikle 00:30 da perona yanaştığında, aracın iç temizliği yapılmamış, birçok koltuk dik konuma getirilmemiş, camlarda ise lekeler mevcuttu. Çalışanlar bilir, bu tip durumlarda araç içi temizliği eksikse 15 dakika perona geç girilir, fakat aracın içi yeni bir yolculuğa hazır hale hızlıca getirilebilir.
Bir önceki yolculuktan kalan okunmuş gazete istifleri düzensizce durmakta, üst eşya gözleri de personelin kişisel eşyaları ve yine okunmuş gazeteler ile doluydu. Araç personeli ve kontrol görevlileri gerekli hazırlıkları önemsemeden yolcululuğuma başladım.
Safir'in koltuklar rahat ve geniş olmasına rağmen aracın içine gelen motor sesi ve süspansiyon konforu yetersiz olmaktan öte rahatsız ediciydi. Aracın fiyatı ve özellikleri doğrultusunda tabi ki bir TopClass Setra konforunda ya da bir Starliner düzeyinde olamaz. Fakat yine de Rahat olarak adlandırılmış bir hizmet düzeyinin Rahat(sız) olmasının bence izahı yok.
Yeni nesil Safir otobüsler tasarımı, taşıdığı yolcu adedi ve fiyatı ile tüm firmaların ilgisini çekti. Fakat üst düzey konfor özellikleri taşıması gereken prestijli seferler için yeterli bir araç değil. Uzun vadede bu araçların yetersizliğini tüm firmalar fark edeceklerdir.
Gelelim araç içi hizmetlerine; 01:00 kalkışlı Ankara yolculuğu yapan yolcular tüm gece boyunca rahat ve uyuyarak geçirebileceği bir yolculuk isterler ki, ertesi gün iş nedeniyle yoğun bir gün geçirecek olduğundan gerekli enerjiye sahip olarak araçtan inmek isterler.
İşte bu yüzden de araç içi ışıklandırma disiplini, ikram zamanları ve mola verilmeden yapılacak nonstop bir sefer planlanmalıdır. Ne yazık ki araç içi ışıklandırma da Safir sınıfta kalıyor, kişisel okuma lambalarının yaydığı yüksek aydınlatma genel ışıklandırmanın tamamen kapandığı anlarda bile göz alıyor. Işıkların tamamen kapanması şehir içi duraklara girmesi ve ikram sonrasında saat 03:00'ü buldu. 03:30 civarın da verilen 30 dk. mola ile iyiden iyiye işin tadı kaçtı. Mola sonrası birkaç saat uyku ancak uyuyabildim. Koltuk arkası ekranlarının yaydığı ışık ise zaten başlı başına bir tartışma konusu.
Bindiğim aracın koltuk arkası ekranları 4N özelliğine sahip olmasına rağmen internet'e bağlanmadı Tv kanalları ise çalışmıyordu. Molasız sefer için ise tuvalet özelliğini araç alımında donanıma dahil etmemiş Kamil Koç, fakat yine de 5 dk tuvalet molası vererek bu durumu çözebilir. Bu 5dk. molalarda hem sigara içenler ihtiyacını giderebilir hem de araç çevresi ve motor kontrolleri yapılabilir. Yeter ki istensin.
Servis memurumuz ise en üst düğmesi kapanmamış ve gevşek duran kravatı ile dikkatimi çekti. İkramlar ise eski yıllara göre çeşitleri azalmış, verdikleri ıslak mendiller ise ucuz lokantalar da verilenler ile yarışır. Oysa çalıştığım 98-99 yıllarında havlu dokusunda ve büyük tipte olan mendiller oldukça iyiydi. İleriye bir hamle yerine geriye gidişin açıklaması olmaz. Servis memurumuz sabah servisi yapmadı, oysa bu seferlerde Ankara gişeler de müşteriler uyandırılarak inişe hazırlanmaları sağlanır, bu arada sıcak bir içecek ve ufak atıştırmalıklarla da uyku sonrası güne iyi bir şekilde başlanması sağlanabilir.
Tabi bu anlattıklarım insana değer veren yöneticilere ve memurlara sahip olan işletmelerde geçerli. Ne yazık ki bu yolculukta beni mutlu eden tek şey Biscotti atıştırma ikramları oldu. 10 üzerinden bir not vermek gerekirse 3 verebilirim. Bunlar da güvenli bir şekilde yolculuğumu tamamladığım için, aracın tüm konforsuzluğuna rağmen yeni olması ve çok sevdiğim Biscotti ikramları. Evet inerken de durdukları sepetten 2 adet daha alarak sabah kahveme onlarla eşlik ettim
Fakat inerken fark ettiğim bir ayrıntı beni hayrete düşürdü, 01:00 hareket saatli aracımız aslında bir Konya seferiymiş ve aracımızda da Konya yolcuları vardı. Bir önceki 00:30 Ankara seferi de Çorum'a devam ediyordu.
Kamil Koç'un bu önemli hareket saatli ve önemli hattına devam eden nitelikli bir sefer koymasına anlam veremedim. Zaten o iki araç da saatleri itibarı ile komple Ankara yolcusu ile dolacaktı. Sanırım yöneticiler başka hesaplar içine düşmüşler, neyse ki bu yazdıklarımın hepsini Kamil Koç ve Temsa yetkililerine ulaştırmaya çalışacağım.
Ülkemizin en değerli iki markası olduğuna inandığım bu iki işletmenin daha iyi hizmet ve ürün üretebilmesi için bu geri dönüşlere ihtiyaçları olduğunu düşünüyorum. Hizmet sektörüne dahil olan bu kurumların daha iyi hizmet verme peşinde olacakları niyetindeyim.
Ayrıca merak edenler için de yol gösteren ya da en azından fikir veren bir yazı olmuştur umarım.
Son teslimatlarla filo da sayısı 63 adete çıkan Temsa Safir Rahat araçların yolculuk konforunu ve Kamil Koç'un araç içi hizmetlerini görebilmek amacıyla 01:00 hareket saatli bir Rahat aracıyla İstanbul-Ankara yolculuğumu gerçekleştirdim.
Çok uzun yıllar önce servis memuru olarak çalıştığım ve birçok sefer de gerçekleştirdiğim 01:00 hareket saatli İstanbul-Ankara seferleri tüm büyük firmalar için prestij seferidir ve en iyi hizmetin en iyi aracın en iyi personelin en iyi hizmetin ve en iyi sürüşün yapılmasını gerektiren unsurlara sahip olmalıdır.
Uzun zamandır Ankara yolculuklarında uçağı tercih ettiğim için otobüs'le Ankara'ya gitme fırsatım olmamıştı, zamanım olduğundan bu yolculuğum da özellikle Kamil Koç ve yeni Safir araçlarını tercih ettim fakat ne yazık ki başından sonuna hayal kırıklığı yaşatan bir yolculuk oldu.
Öncelikle 00:30 da perona yanaştığında, aracın iç temizliği yapılmamış, birçok koltuk dik konuma getirilmemiş, camlarda ise lekeler mevcuttu. Çalışanlar bilir, bu tip durumlarda araç içi temizliği eksikse 15 dakika perona geç girilir, fakat aracın içi yeni bir yolculuğa hazır hale hızlıca getirilebilir.
Bir önceki yolculuktan kalan okunmuş gazete istifleri düzensizce durmakta, üst eşya gözleri de personelin kişisel eşyaları ve yine okunmuş gazeteler ile doluydu. Araç personeli ve kontrol görevlileri gerekli hazırlıkları önemsemeden yolcululuğuma başladım.
Safir'in koltuklar rahat ve geniş olmasına rağmen aracın içine gelen motor sesi ve süspansiyon konforu yetersiz olmaktan öte rahatsız ediciydi. Aracın fiyatı ve özellikleri doğrultusunda tabi ki bir TopClass Setra konforunda ya da bir Starliner düzeyinde olamaz. Fakat yine de Rahat olarak adlandırılmış bir hizmet düzeyinin Rahat(sız) olmasının bence izahı yok.
Yeni nesil Safir otobüsler tasarımı, taşıdığı yolcu adedi ve fiyatı ile tüm firmaların ilgisini çekti. Fakat üst düzey konfor özellikleri taşıması gereken prestijli seferler için yeterli bir araç değil. Uzun vadede bu araçların yetersizliğini tüm firmalar fark edeceklerdir.
Gelelim araç içi hizmetlerine; 01:00 kalkışlı Ankara yolculuğu yapan yolcular tüm gece boyunca rahat ve uyuyarak geçirebileceği bir yolculuk isterler ki, ertesi gün iş nedeniyle yoğun bir gün geçirecek olduğundan gerekli enerjiye sahip olarak araçtan inmek isterler.
İşte bu yüzden de araç içi ışıklandırma disiplini, ikram zamanları ve mola verilmeden yapılacak nonstop bir sefer planlanmalıdır. Ne yazık ki araç içi ışıklandırma da Safir sınıfta kalıyor, kişisel okuma lambalarının yaydığı yüksek aydınlatma genel ışıklandırmanın tamamen kapandığı anlarda bile göz alıyor. Işıkların tamamen kapanması şehir içi duraklara girmesi ve ikram sonrasında saat 03:00'ü buldu. 03:30 civarın da verilen 30 dk. mola ile iyiden iyiye işin tadı kaçtı. Mola sonrası birkaç saat uyku ancak uyuyabildim. Koltuk arkası ekranlarının yaydığı ışık ise zaten başlı başına bir tartışma konusu.
Bindiğim aracın koltuk arkası ekranları 4N özelliğine sahip olmasına rağmen internet'e bağlanmadı Tv kanalları ise çalışmıyordu. Molasız sefer için ise tuvalet özelliğini araç alımında donanıma dahil etmemiş Kamil Koç, fakat yine de 5 dk tuvalet molası vererek bu durumu çözebilir. Bu 5dk. molalarda hem sigara içenler ihtiyacını giderebilir hem de araç çevresi ve motor kontrolleri yapılabilir. Yeter ki istensin.
Servis memurumuz ise en üst düğmesi kapanmamış ve gevşek duran kravatı ile dikkatimi çekti. İkramlar ise eski yıllara göre çeşitleri azalmış, verdikleri ıslak mendiller ise ucuz lokantalar da verilenler ile yarışır. Oysa çalıştığım 98-99 yıllarında havlu dokusunda ve büyük tipte olan mendiller oldukça iyiydi. İleriye bir hamle yerine geriye gidişin açıklaması olmaz. Servis memurumuz sabah servisi yapmadı, oysa bu seferlerde Ankara gişeler de müşteriler uyandırılarak inişe hazırlanmaları sağlanır, bu arada sıcak bir içecek ve ufak atıştırmalıklarla da uyku sonrası güne iyi bir şekilde başlanması sağlanabilir.
Tabi bu anlattıklarım insana değer veren yöneticilere ve memurlara sahip olan işletmelerde geçerli. Ne yazık ki bu yolculukta beni mutlu eden tek şey Biscotti atıştırma ikramları oldu. 10 üzerinden bir not vermek gerekirse 3 verebilirim. Bunlar da güvenli bir şekilde yolculuğumu tamamladığım için, aracın tüm konforsuzluğuna rağmen yeni olması ve çok sevdiğim Biscotti ikramları. Evet inerken de durdukları sepetten 2 adet daha alarak sabah kahveme onlarla eşlik ettim
Fakat inerken fark ettiğim bir ayrıntı beni hayrete düşürdü, 01:00 hareket saatli aracımız aslında bir Konya seferiymiş ve aracımızda da Konya yolcuları vardı. Bir önceki 00:30 Ankara seferi de Çorum'a devam ediyordu.
Kamil Koç'un bu önemli hareket saatli ve önemli hattına devam eden nitelikli bir sefer koymasına anlam veremedim. Zaten o iki araç da saatleri itibarı ile komple Ankara yolcusu ile dolacaktı. Sanırım yöneticiler başka hesaplar içine düşmüşler, neyse ki bu yazdıklarımın hepsini Kamil Koç ve Temsa yetkililerine ulaştırmaya çalışacağım.
Ülkemizin en değerli iki markası olduğuna inandığım bu iki işletmenin daha iyi hizmet ve ürün üretebilmesi için bu geri dönüşlere ihtiyaçları olduğunu düşünüyorum. Hizmet sektörüne dahil olan bu kurumların daha iyi hizmet verme peşinde olacakları niyetindeyim.
Ayrıca merak edenler için de yol gösteren ya da en azından fikir veren bir yazı olmuştur umarım.