AŞTİ Ankara
|
20/02/2021, 05:14 PM
Mesaj: #1
|
|||
|
|||
AŞTİ Ankara
AŞTİ Ankara Şehirler arası Terminal İşletmesi adıyla bilinen veya Ankara Şehirlerarası Otobüs Terminali.Türkiye'nin inşa edilmiş en büyük otobüs terminali 1995 yılında hizmete girmiştir.
© Copyright 2006 Magazinulasim.com ve haber.magazinualsim.com tüm hakları saklıdır.Yayımlanan haber makale ve fotoğrafların her türlü hakkı sitemiz ve yazarlarımıza aittir. İzinsiz kullanılması ve çoğaltılması 5846 sayılı ''Fikir ve Sanat Eserleri Yasası'' kanuna göre suçtur. http://haber.magazinulasim.com/ http://www.facebook.com/magazinulasimcom http://www.instagram.com/magazinulasim/ http://www.twitter.com/magazinulasim https://www.youtube.com/@MagazinulasimTV |
|||
20/02/2021, 05:18 PM
Mesaj: #2
|
|||
|
|||
AŞTİ Ankara
1995 Ankara Aşti
|
|||
20/02/2021, 05:55 PM
Mesaj: #3
|
|||
|
|||
RE: AŞTİ Ankara
Yoğun bakım 1. Bölüm
Şimdi ne alaka bu başlık diye soracaksınız, 1995 senesinin Eylül ayına ait bir otomotiv mecmuasını müzayededen başka bir amaç için satın aldığımda bir sürprizle karşılaştım. Yukardakilere başlıkla 3 sayfa, bol fotoğraflında yeni açılan Aşti üzerine bir haber vardı. Hiç beklemediğim bu haberi okurken gurur duymadım dersem yalan olur. Hani bu günlerde çok sık duyduğumuz bir terim var, “Almanlar bizi kıskanıyor” işte bu haberde hakikaten kıskanmışlar. “Almanya’daki bazı otogarlar ile karşılaştırdığımızda bizimkiler zayıf ve idareden yapılmış kalır” diye başlamış yazar satırlarına. “ Stuttgard ZOB ( merkez otobüs terminali) ile karşılaştırdığımızda, yağmurdan ve kardan idareten korumalı, peronlar üstü açık, eski sistem gelen/ giden otobüsleri gösteren tablo, yolluk veya gazete almak için yan taraftaki tren garına gitmek gerektiren bir otobüs terminaliyle oldukça geri kalmış, bir Almanya eyalet merkezine yakışmayan otobüs terminali görüyoruz.” Bu satırlarla devam ediyor yazı, Aşti den bahis ederkende “ modern matrix gösterge tablosunda gelen / giden araçları elektronik olarak anlık değişen yazılarla yolcu sıkıntı çekmeden takip edebiliyor.” Yukarıdaki foto bahsi geçen mecmuadan alınmıştır. ( devam edecek ) |
|||
21/02/2021, 04:21 PM
Mesaj: #4
|
|||
|
|||
AŞTİ Ankara
Yoğun Bakım 2'nci Bölüm
Almanya da ulaşım, genel olarak özel araçlarla ve çok hızlı ve geniş ağa sahip demiryolları ile sağlananan o yıllarda, şehirlerarası otobüs yolculuğu Alman Demir yollarının monopolu altında olduğundan kısıtlı hatlarda müsaadeliydi. Sadece özel seyahatler yapan şirketler ve ülke dışına ulaşım yapan şirketler bu otogarları kullanıyordu, Touring bunların en eskilerinden biridir, Yugoslavya iç savaşına kadar bizim şirketlerimizden Bosfor ( ilk zamanlarda Münih’e kadar) Varan, Ulusoy u da bu otogarların bazılarında görmek mümkündü. Son yıllarda bu monopolun bitmesiyle birçok özel firma şehirlerarası ulaşıma talip oldu. Bunlar arasında ilerleyen yıllarda bazısı piyasadan çekildi, bazısı diğer rakip firmayla birleşti ve bu günlere gelindiğinde Türkiye’ye de adım atan bir firma liderliği ele geçirdi. Kısaca bu konuya da değindikten sonra tekrar 1995 Eylül deki yazıya dönelim. “Türkiye’deki yolcu potansiyeli ise çok daha yoğun, yapılan istatistiklerde 1991 de 138 milyon yolcunun şehirlerarası ulaşımı otobüslerle yaptığını görüyoruz. Bu da toplam seyahatin yüzde 95 ine tekabül ediyor. Tren yolunu %4,4, hava yolculuğu %0,6, deniz yolunda ise bu rakam ancak %0,1 e ulaşıyor. “Taşıyanlar” adlı ulaşım mecmuası yazarlarına göre 1995 de de bu sayılarda pek bir değişim olmadığı yönünde. Yine 1991 sayılarına bakarak 70 000 otobüsün çoğunun özel firmalara ait olduğunu ve bunların genellikle şehirlerarası yollarda kullanıldıklarını, senelik 300 000 km üzerinde yol katettiğini de belirtmek gerekiyor. “ Tabii bu rakamlar yazarın ( H.-P.Magnus) o günkü araştırmalarından meydana gelmiş, bu gün ise bu rakamlar ( salgın yasakları dışında) yine otobüsle ulaşımın önde olduğu varsayımından bakarsak, özel araçla seyahatin yoğunluk kazandığını, ve hava ve demir yolunun çift haneli rakamlara ulaştığını, deniz yolunun ise hemen hiç olmadığını tahmin etmek zor olmasa gerek. Gönül isterdi ki elimiz de o günkü gibi rakamlar olsa da daha verimli değerlendirme yapabilsek, kim bilir üstatlarımızda belki bu rakamlar mevcuttur, paylaşırlarsa seviniriz. ( devam edecek ) |
|||
26/02/2021, 02:17 AM
Mesaj: #5
|
|||
|
|||
RE: AŞTİ Ankara
Yoğun Bakım 3.Bölüm
Ankara’nın 50 li 60 lı yılları aklımıza getirdiğimizde otobüslerin itfaiye meydanından, Dışkapı’dan, Rüzgarlı sokaktan ve daha sonra Etlik yolundaki garajlardan, ( otogar terimi dilimize daha sonraları dahil oldu) daha ağırlığı olan iddalı firmaların Ankara’nın çeşitli semtlerine dağılmış hareket merkezlerinden, AŞOT a geçiş ile büyük bir ilerleme oldu. Ankara böylece derli toplu bir otogara da kavuşmuş oldu, ancak konum ve büyüme imkanları kısıtlı olduğundan yeni bir otogar gereksimi gündeme gelince AŞTİ için harekete geçildi ve 95 de açılan bu modern otogar, aradan geçen yıllara rağmen bugün için bile ihtiyaca yeterince cevap veriyor.
Alman mecmuamasında bu konu da şöyle değerlendirilmiş: “Türkiye’de otobüs şirketlerine ve sahiplerine devletten teşvik ve yardım verilmediğinden , devlet ve belediyeler otogar inşaatlarında oldukça cömert davranıyorlar. Bu açıdan Ankara gibi ulaşım açısından önemli bir aktarma merkezinde günde 1300 çıkışın yapıldığı 1500 çıkış kapasitesine çıkabilecek bu otogarın bütün dünyadaki otogar yapımlarına fikir verecek olması da kazanımdır. Yazarlarımızı en çok da şaşırtan, tek kelime Türkçe bilmedikleri halde tamamen yabancısı oldukları Ankara otogarında hiç dil sıkıntısı çekmeden tabelalardan nasıl davranacaklarını hemen anlamalarıydı. Geliş/ gidiş katlarının ayrı olması, servis araçlarının ayrı bir bölümde bulunması, ferah ana girişindeki koskoca tabelada kalkış saatlerinin otobüs firmalarının ismi ve peron numaralarıyla gösterilmesi, kırmızı yanıp sönen lambayla hareket etmek üzere olduğunu bildirmesi, uluslararası bir hava alanında olduğu hissi yaratıyordu. Ana girişte otobüs firmalarının bilet satış bürolarının yanı sıra seyahat İçin gerekli her şeyi temin edebilecek imkanlar sunulmuş. Salon ferah ve aydınlık aynı zamanda pırıl pırıl temizlenmiş. Tamir atölyeleri ve yedek parçacılar gibi teknik bölümler alt katlara yerleştirilmiş. Burada bahsetmeden de geçilmeyecek bir konu da yolculuk esnasında mola yerleri. Buralar sadece akaryakıt hizmeti veren benzin istasyonu ve servis bölümü değil, yanında hoş atmosferde dekore edilmiş restaurantta büyük gruplara bile, servis elemanları sayesinde fazla beklemeden hizmet verebilmektedir. Günlük olarak çevredeki yetişen sebzelerden, taze olarak sunulan lezzetli yemekler de Türkiye için geleneksel bir durum. Bu da tarihe dayalı bir Kervansaray kültürüne sahip ülkenin bu kültürün devamı olarak görülebilir. Kervansaraylar yolculara ve develere her türlü hizmet için kurulmuşlardı, bunlar arasında cami, küçük bir sağlık ocağı ve doktor, berber hatta hamam bile bulunuyordu. Yani yol üzerindeki mola yerleri günümüzde keşfedilen bir durum değildir.” Röportajı hazırlayanlar o yıllarda Aşti yi uluslararası hava limanlarına benzetmişler, ben en son 3 sene önce gördüm, aradan geçen 25 yılda epeyi yıpranmış olmasına rağmen bu satırları okuyunca hala oturmuş belli bir düzenin devam ettiğini de söyleyebilirim, ne yazık ki aynı şeyleri İstanbul’daki Esenler otogarı İçin söyleyemiyorum. İki yazarın (H.-P.Magnus) bir de bizim tamirhaneler için “sanayide her şey mümkün” başlıklı dip notu var, isterseniz bir de onu okuyalım. “ Tanınmış ağır vasıta markaların kendi yetkili tamirhaneleri Türkiye’de pek yaygın değil. Araçların bakımı ve tamirleri sanayi tabir edilen tamirhanelerin bir arada olduğu genellikle kentlerin yanında kurulu yerlerde yapılır. Oralarda bozulan dikiş makinasından, buzdolabına hatta komple otobüs ve kliması dahil her şey tamir edilir. Ustalar bir sihirbaz gibi hurda haline gelmiş bir aracı bile kullanılabilir bir hale getirecek maharete sahiptirler. Tabi oldukça zor iş şartları Almanya ile karşılaştırılamaz, düşük ücretlere rağmen sunulan işin kalitesi takdire şayandır. Devlet tarafından inşası teşvik de edilen bu sanayilerde genç ustalar İçin de işi öğrenme ve yetişme için de imkan yaratılmış oluyor. Yetkili tamirhaneler bu sanayi sistemine pek sıcak bakmamaların sebebi de, sattıkları aracın gözetimlerinden kaybolması. Hem yedek parça satışının azalması, hem de periyodik bakımlarının düzenli yapılmaması olarak belirtilmesi dışında, istatiksel açıdan arıza ve kaza durumlarından haberdar olamamaları öne sürülüyor.” Evet bu dip not da Sanayilerimize ve maharetli ustalarımıza iltifat edilmiş. Bu seferde tarihi AŞTI hikayesinin 1995 de Alman otomotiv mecmuasında çıkan röportajı sizlere aktardık, başka bir zamanda, başka bir yazı ile birlikte olmak üzere.... Olgay Sadak Şubat 2021 Ominbus Türkei Türkei Bus Türkei Omnibus Bahnof |
|||
|
Konuyu görüntüleyenler: 1 Misafir