Bu otobüs ile ilgili olarak muhalif olduğum hususları önceden epey detaylı olarak yazmış ve Mercedes-Benz Türk'e yakışmadığını ifade etmiştim.Bütün bunları tekrar ederek sizleri sıkmaya niyetim yok.

Ama mesela daha önceki resimlerde göremediğimiz bir detayı Süreyya üstad yakalamış.İşte sedefli kaplama yapılmış vites kolu ve kalorifer düğmelerinin ortasındaki Murat 124 ön çamurluk sinyali.Meraklı kaptanlar bu lambaya takviye düğmesini bağlarlar ve takviye çekik iken bu lamba yanardı.Bu detay bana göre çok güzel.Ama orijinal bir otobüs,hele ki 0001 numaralı şase diye insanlara gururla teşhir ettiğiniz bir otobüste bu detay olmamalıydı.

Kuru havalı frenlere ait pedallar ise hiç görünmemeliydi.Ya da hadi artık tadil imkanı olmadıysa bile debriyaj ve fren pedalları Patagonya Sanayi sitesinde elden geçmiş gibi şaşı durmamalıydı.

Daha pek çok şey var ama uzatmayacağımı baştan söyledim.

Ancak Süreyya İzgi üstadımın detay çalışmaları gerçekten çok güzel.Bizlere eskiyi hatırlatması ve bu kadar yakın plan çalışmaların çok ender bulunması açısından da bulunmaz bir arşiv olarak değerlendirebiliriz.

Çok güzel bir katkı bu.Çok çok teşekkürler üstadım.

1968 0302 MERCEDES-BENZ RESTORESİ

Mercedes Benz Türk A.Ş. Restore ederek bahçesinde sergilediği araç insana önce böyle bir değere sahip çıkıldı diye önce sevindiriyor bakıp incelendikten sonrada üzüyor….

Restore etmek demek ki raftan yerine ve koduna uygun parçayı alıp takmaya benzemiyor.Yani yeni üretmeye benzemiyor…

Tek tek ayrıntılara girmeyeceğim.Bu konuda en iyi açıklamayı M.Ali Üstadım bu aracın fuarda sergilendiği zamanlarda yaptı.Böyle bir aracın restoresinde bir vida bile yanlış takılsa göze batar “Torpido derisi şişmiş” bir vida atarız hallolur diyemezsiniz….

Bizler şahıs olarak otomobillerden bir Chevrolet, Plymouth,Buıck ,vs. Kamyonlardan bir Mack,Volvo,Man vs. restore edilirken lazım olan bir parça için zamanında o parçayı satan elinde bulunduran kişi uğruna diyar diyar geziyoruz…

Lazım olan parçayı bulabileceğin adrese gidiyorsun başka biri karşılıyor satıcının adını veriyorsun.Şu adrese taşındılar diyor.Adresi buluyorsun.Torunu ile karşılaşıyorsun...Dedem Amasya’ya taşındı kalan parçaları da hatıra diye yanında götürdü diyor…Amasya’ya gidiyorsun Dedeyi buluyorsun sana tavan arasından aradığın parçayı veriyor….Bu bir uğraş hepside böyle şanslı olmuyor…Türkiye’yi geziyorsun değişik senaryolarla….

Bu iş bitip eser ortaya çıktığında da çok güzel oluyor…Şu anda hurdacılar oksijen kaynağıyla 0302 doğruyorlar…Böyle bir ortamda malzeme bolluğu var… Aramasını bileceksin….Eski radyocuları dolaş değil düğmesini radyo bile bulursun!…

Bu vaziyette ufak tefek tezatlarla aracını görücüye çıkarırsan Avrupa’dan gelecek nostalji meraklısı bir bayan aracının dışarıdan resmini çeker birde radyonun eksik olan düğmenin resmini çeker gider Türkiye’de böyle restore ve koruma yapılmış deyiverir…

Bunu iş edinmiş elinden gelen tüm gayreti gösteren Ülkemizde değişik il ve ilçelerde hatta belde ve köylerde çok meraklı “Hastası” tabir ettiğimiz kişiler var..

Avrupada da böyle bir restore 1- 1.5 sene hatta daha fazla zaman alıyor.Eldeki böyle korunması gereken araçları da bahçeye değil kapalı spor salonlarından büyük kaloriferli garajlara koyuyorlar…

Benim diyeceğim Mercedes Benz Türk A.Ş ise büyük bir firma olduğundan neler yapamazdı diye düşünüyorum…
Ben cahil aklımla böyle düşünüyorum…

Sevgiyle kalınız….

Osman Sezai

Osman Bey, estağfurullah, cahil akıl demeyin, sonuna kadar haklısınız. Zaten M.Ali ade ve Fatih Kocaoğlu üstadlarla da bu konuda hemfikiriz. O302 gibi bir aracı gerektiği gibi restore etmek pek de sorun olmamalıydı MB Türk için... Ama bu kadar istemişler ya da bu kadarı onlara yetmiş anlaşılan... Kendi adıma, gözle görülen bütün eksiklerine ve uygunsuz "yamalarına" karşın ilk üretilen O302'ye binmiş olmaktan büyük keyif aldım. Saygı, sevgi ve heyecan duydum.

Yine Mısır'da çekilmiş bir 0302 tanıtım fotoğrafı..

Kazaya karışmış bir 0302, Bayburt Seyahat..
Fotoğraf kaynağı: Gökhan DİLER

BİR NOSTALJİDE BENDEN,




Sağlıcakla kalınız....

Osman Sezai