Konu Görünümü | Doğrusal Görünüm

**Fatih Kocaoglu** · 15/11/2011, 05:05 PM

Tarih'den Bosfor Turizm

.

''Feyyaz Tokar adını bilmeyen var mı? Bilmeyenler için söyleyeyim: Bir dönemlerin başarılı gazetecisi; yakın zamanların seçkin iş adamı; televizyon ekranlarında tadına doyulmaz söyleşi programlarıyla tanıdığımız hümanist ve çağdaş bir kültür adamı... Bütün bu niteliklerin ötesinde, Feyyaz Tokar şimdilerde bir özelliğiyle daha kendisini sevenlerin ilgi odağında yer alıyor:Geçirdiği beyin kanaması yüzünden ölümün eşiğine kadar varıp, inanılması güç bir azim ve direnç göstererek hayata geri dönmesiyle!

Meslek yaşamına gazetecilikle başlamıştır Feyyaz Tokar, Cumhuriyet gazetesinde polis muhabiri olarak... Daha yirmili yaşlarındayken Babıâli'nin "istikbal vaat eden" yetenekleri arasında kendine özgü bir yer edinir.

Yirmi yedisinde Berna Hanım'la dünya evine giren Feyyaz Tokar, yurt dışına yollanır, hem gazetecilik yapar Avrupa kentlerinde, hem dil öğrenir. Dönüşünde, bunca yıllık mesleki deneyimlerini ve kültürel birikimlerini sermaye edinip Cumhuriyet'te köşe yazarlığına başlar.

Takvimler 1960 yılını gösterdiğinde Feyyaz Tokar hala gazetecidir ama artık değişik bir alana sıçramanın da yol ayrımına gelip dayanmıştır. Bosfor Turizm'i kurar ve Batının kalite ölçüsünü elden bırakmaksızın, yurt içinde ve yurt dışında yolcu taşıma işine otobüsçülüğe yatırım yapar.

Başarılı,otobüsçü iş adamlığı,kültür adamlığını unutturmamıştı Tokar'a. Türkiye'nin siyasal yaşamına yön veren devlet adamlarına yakınlığının ötesinde; Almanya'dan Fransa'ya, Avusturya'dan İtalya'ya kadar Batılı birçok ülkenin devlet adamlarıyla dostluklar kurmuş, bu kişilerin elinden ödüller, madalyalar, nişanlar, beratlar almıştır''

Vefatından önce üzerine titreyrek kurmuş olduğu Avrupa ile köprü olmuş markasını Ulusoy'a devretmiştir.

**Fatih Kocaoglu** · 09/07/2017, 12:46 AM

YILLAR VE ONLAR

80'li hatta 90'lı yıllarda uçağa binmek herkese nasip değildi.elit insanlara ait bir ulaşım aracı idi...hatta yeşil pasaportu eline tutuşturulan ve avrupa ülkelerine göreve gönderilen memurlar dahi ilgili çalıştığı kurumdan otobüs bileti alınır öyle göreve yollanırdı.

Uçaklara binenler olursa da biletini elinde özel jelatinle taşır hava atardı. Smile

Anadolu'dan ya da İstanbul'dan Avrupa ülkelerinin büyük şehirlerine,oradan ise tatil yapılacak ve ya çalıştıkları bölgelere ulaşmak işçi,öğrenci,orta halli iş adamları için haylice eziyetti ki ne eziyet...Almanya'da görev yapan memur ailem ve Babam'dan hatırlarım öyle şimdi ki gibi ucuz-kampanyalı biletler yoktu,charter ''tarifesiz uçuş'' yapan şirketlerin sayısı ise bir elin parmaklarını, geçmeyen değil tam tamına iki-üç adetti...Onlarda Rus üretimi Tupolev ''Green Air'' gibi ya da Amerikan üretimi eski uçaklarla ''Onur air ve İstanbul airlines'' gibi firmalar sınırlı sayıda uçuş yaparlardı.Hal böyle olunca o yılların Türkiye'si ve işletmecisi ile iş yine otobüsçüye düşerdi...

Düşerdi düşmesine ama,ne düşmek otobüslerin bagajları valizlere gurbetten sılaya götürülen bir çok şeyi taşımaya yetmezdi, otobüslerin arkalarına römorklar takılırdı hatta hacmi büyük onlar bile kimi zaman ihtiyaca cevap vermezdi, hal böyle olunca; yolcuyu yolda bırakmak olmaz günahtır,diyen otobüs esnafı binlerce mark para verdiği,kendinden bile kıskandığı kıyamadığı otobüsünün tavanına yük yüklerdi.

Evet Bosfor Turizm (Tokar Şirketler Grubu-Feyyaz Tokar) ve Ulusoy, Varan, Alpar, Vardar, Doktoroğlu, Yazıcıoğlu ,Kameron gibi ismi aklıma gelmeyen şirketler 70-80'lerin sonundan 90'lı yılların başına kadar Avrupa'ya, Türk otobüs taşımacılığı önemli bir seviye de hizmet vererek adeta zor şartlar da Türkiye'nin vizyonu oldular...Bugün gelinen nokta da Türk yolcusu ve onların kahrını çekerek adeta sırtında taşıyanlar birbirlerine çok şey borçlular.

**Fatih Kocaoglu** · 28/11/2018, 05:01 PM

Topkapı'daki karmaşadan sonra Milano'ya gitmek.

Topkapı'dan Milano yolunu bilmem ama,1988 yılında Setra 228 DT çift katlı ile Londra asfaltından,Kapıkule ardından ver elini Stuttgart Karlshure'yi iyi bilirim.

Bosfor Turizm'in satılmadan önce kendine ait Yenibosna'da bulunan tesisleri.Bosfor satıldıktan sonra, burası ünlü karoserci Daf Boronkay'ın da genel müdürlük binası olmuştu.

**Fatih Kocaoglu** · 28/04/2020, 12:50 AM

İstanbul Paris Wink

Bosfor TurizmTokar Şirketler Grubu Bünyesidne Falliyet Gösteren Turizm Şirketidir.Kurucusu Feyyaz TOKAR'dır firma daha sonra malumunuz Ulusoy'a satılmışdır.

80'lerin sonundan 90'lı yılların başına kadar Avrupa'ya otobüs yolculuğu önemli bir hadiseydi.Topkapı otogarında,trakya garajından gelindiğinde,alt geçitten geçilip,(bugünki tramwayın gidiş geliş alt geçit'inden) As Turizm Mersin itimat'ı geçtikden sonra kent yazıhansi ile yanlış hatırlamıyorsam aynı srada ya 7. yada 10.sırada yer alırdı.

Bosfor Turizm'in arbalarının temziliği ve özelliklerinin yanı sıra şöförleride diğer büyük bir kaç firmanın şöförleri gibi,muavinlerininde ustalarından aşağıya kalmadan,araca yolcular dışında kimseyi bindirmez,gümrükde ne olur ne olmaz bir şeyler olur paranoyası ile biraz da havalarıyla, dikkat çeken tipler arasındaydı.

Avrupa'dan izine gelen ya da iznini tamamlayıp avrupaya dönenlerin,iş adamlarının,ya da uçağa parası yetmeyen ama maddi durumu orta sınıf olan vatandaşlar,dış hatlarda çalışan firmalara arasında,fazla seçenek olmadığı için bosfor turizm'i tercih ederlerdi.

**Fatih Kocaoglu** · 28/04/2020, 12:57 AM

Gastarbeiter olarak gittiler; Türkiye kökenli göçmen işçi olarak kaldılar.

Türkiye ile Almanya arasında imzalanan iş gücü anlaşmasının 58'nci yılı.
Yüz binlercesi geri dönse de Almanya’da ki Türkler hala 5 milyona yakın nüfusa sahip.Bir çok meslekten gidenler oldu.Şoför olarak gidenler vardı ilk nesilde,üçüncü nesil de bazı şoförlerin ve bazı işçilerin çoğu transport ve taşımacılık alanında Almanya da işveren oldu.

Türkiye'den Almanya'ya 26 Ekim 1961'de ilk işçi kafilesini taşıyan adına şarkılar ve şiirler yazılan Almanya treninin meşhur hikayesi kadar,daha sonraki yıllarda da otobüslerin hikayesi de boldur.Hatta 1978 yılında Tunç Okan tarafından yapılan filmi dahi mevcuttur.

Her şey 1973'te İstanbul'dan Viyana bağlantılı,Munih'e giden otobüslerle başladı. O zamanlar Türkiye'den Avrupa'ya pek fazla uçak seferi yoktu ve gurbetçi işçiler için uçak pahalıydı, birçoğu uçak ve havaalanı görmemişti.Tren ya da Türkiye'nin deniz yolu feribotları, şahsi arabaları ve otobüsler 1990'ların başına kadar Türkler'in tercihi idi.

Öyle ki zamanla 1975'lerden sonra ; Doktoroğlu, Vardar, Yazıcıoğlu, Ulusoy, Varan, Bosfor Turizm,Alpar gibi bugün varlığını dış hatlarda sürdüren bir çok firmanın çalıştığı bölgeden biriside Almanya idi.Ancak Aalmanya hattında çalışmak,hiçte o kadar kolay değildi bu dönü yolcusu için de kanunlar gereği önemli idi ve belirli bir anlaşmaya tabii idi bu da Almanya tren ve otobüs işletmesi DB Touring ile imzalanan sözleşme ile gerçekleşiyordu.Hatta bu anlaşma gereği kurumsal olan Varan Ulusoy ve Bosfor Turizm,Türk devlet personelinin, avrupa'ya tayinleri yapıldığında ulaşımları bu firmalardan tedarik edilerek devlet tarafından karşılanıyordu.

Yaz sezonunda yaklaşık 100 otobüs'ün topkapı garajından Avrupa ve Almanya'nın her bölgesine ve şehrine sefer için hazırlandığına şahit olmuştum.Hatta Almanya Stuttgart'dan İstanbul'a bir günde 25 otobüsün kalkışına şahit olmuştum.Ama Yugoslavya savaşı ve krizler,ucuzlayan uçak yolculukları yüzde 90 bu güzergahların misyonunu sona erdirdi.

**Fatih Kocaoglu** · 28/04/2020, 01:01 AM

Bosfor Turizm'in büyük ustalarından Malatyalı ''Efendi Mustafa'' Ağabeyimizin değerli katkıları ile.
Bir Avrupa sezon yolculuğu.Süperman Man Man SR serisi romörklu otobüslerle ilgili yolculuğuna dair gazete haberi.