(25/01/2012 11:35 PM)M.Ali Sade Yazılan:   Bu forum içerisinde pek çok yerde bahsettim.Eskişehir Türk otobüsçülüğü tarihi içerisinde çok önemli bir yere sahiptir.Pek çok konunun öncüsü,lideri ,bulucusu ,kurucusu Eskişehir'li otobüscü esnafıdır.

Bu güzide esnafların bu günkü temsilcilerinden ve de sitemizin değerli üyelerinden Selahattin Büyükkıdan ile dün tanışmak nasip oldu.Eskilerden ve de yenilerden epeyce anlatıp fikir alış-verişinde bulunduk.Kendisine misafirperverliğinden ötürü buradan ayrıca teşekkür ediyorum.

Kendisinden ayrıldıktan sonra nasıl olduysa yolum eski Eskişehir Otogar'ına düştü.Bu otogar şimdiki Eskişehir Otogarı açıldıktan sonra kaderine terk edilmişti.Bu eski otogarın çoktan yıkılıp yerine bir alış-veriş merkezi ya da Eskişehir'de çokça görülen Gençlik merkezlerinden bir tane yapılmış olacağını düşünürken bu otogarı yeniden görmek bana çok hoş bir sürpriz oldu.

Benim hatırladığım kadarıyla Eskişehir'de bu otogar varken Başkent Ankara'da ve de İstanbul'da otobüsler sokak aralarından hareket ederlerdi.İşte yine Eskişehir'in öncülüklerinden bir tanesi daha.

Ve hatta Ankara'daki AŞTİ'nin yapılması da 1990 lı yıllarda büyük sükse yapan yeni Eskişehir otogarı'nın yapılmasından sonradır.O yıllarda pek çok ilde de yapılan yeni otogarlar Eskişehir Otogarı'ndan esinlenerek yapılmıştı.Bu projeye emek veren herkese helal olsun.

Eskişehir'de ilçelere hareket eden otobüslerin Sivrihisar caddesinde aşağıdaki resimdekine benzer hanlar içerisinden hareket ettiklerini hatırlarım.Bu hanlar içerisinde üstüne bagaj sarılan kamyon bozması burunlu Austin'ler hiç bir zaman vaktinde hareket etmezlerdi.Aşağıya Eskişehir gezimde denk gelen bu tip bir yapının resmini ekliyorum.O zamanlar buradan da otobüs hareket noktası olarak istifade edilip edilmediğini Selahattin üstad açıklayacaktır.



Eski otogarı gördüğümde oldukça şaşırdım.Üzerinde köşede "Otogar" ibaresi bile hala duruyordu.Altındaki o yıllarda zehir gibi işleyen dükkanlar kapanmış,köşede sadece bir köfteci ve ilerisinde birkaç dükkan faaliyet gösterir haldeydi.





[




Otogara girişi aynen eskiden otobüslerin giriş yaptığı ve de polis kontrol noktasının bulunduğu kapıdan yaptım.Burası artık otopark olarak kullanıldığı için arada sadece yaya geçişi için boşluk bırakılan galvanizli bir saçla kapatılmıştı.



Girişte sol tarafta bulunan dükkanların ön kısımları da sökülüp oto park alanına dahil edilmişti.Yine hatırladığım kadarıyla burada altta lületaşı hatıralıklar,kolonya,pişmaniye,Afyon kaymağı gibi hediyeliklerin satıldığı bir de pasaj vardı.Ama pasajın kapılarını fark edemedim.

Burada bana esas sürpriz yukarıdaki firmaların bürolarına ait yazılar oldu.İşte burada gördüğünüz gibi, Bursa Uludağ ,Yüksel ve eski logosu ile Kamil Koç büroları aynen terk edilmiş olarak duruyordu.



Dikey perdeli büronun yanındaki büronun camında da -resimde belli belirsiz çıkmış ama-Erol Ayaz yazısı fark ediliyordu.En köşede de kayıp çocukların anons edildiği,duyuruların yapıldığı,kayıp eşyaların biriktirildiği Danışma bürosu görülüyor.



Bu bölümün bu iri sütunlar altında böylesine atıl durduğuna bakmayın.Burada eskiden yazıhaneler vardı.Selahattin üstadın yukarıdaki mesajlarında yer alan yazıhaneler bu bölgedeydi.Şimdi yerlerinde yeller esiyor.





Konuyu Kemal Türkmen üstadın bu garajın faal olduğu yılları belgeleyen iki fotoğrafıyla bitiriyorum.Aşağıdaki fotoğrafta üstteki bürolar önünde çıkış yapmak üzere manevra yapan otobüsler görülüyor.



Bu da yine kalkış için sıra bekleyen efsanelerin bir görüntüsü.



Bu otogarın yok edilmeyip yine de bir şekilde değerlendirilmesi güzel olmuş.