Cevapla 
 
Değerlendir:
  • 1 Oy - 5 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Tarih'den Bosfor Turizm
28/12/2023, 08:10 PM
Mesaj: #13
Tarih'den Bosfor Turizm
Mercedes Benz O303 V8 Gurbet Postası

Gurbetçilerin dört gözle izin ve tatil günlerini bekleyip,Türkiye'ye ''mavi otobüs'' ile gitsem dediği efsane firma Bosfor Turizm Wink



   

© Copyright 2006 Magazinulasim.com ve haber.magazinualsim.com tüm hakları saklıdır.Yayımlanan haber makale ve fotoğrafların her türlü hakkı sitemiz ve yazarlarımıza aittir. İzinsiz kullanılması ve çoğaltılması 5846 sayılı ''Fikir ve Sanat Eserleri Yasası'' kanuna göre suçtur.
http://haber.magazinulasim.com/
http://www.facebook.com/magazinulasimcom
http://www.instagram.com/magazinulasim/
http://www.twitter.com/magazinulasim
https://www.youtube.com/@MagazinulasimTV
Tüm Mesajlarını Bul
Alıntı Yaparak Cevapla
27/04/2024, 05:54 PM
Mesaj: #14
RE: Tarih'den Bosfor Turizm
(28/04/2020 12:57 AM)Fatih Kocaoglu Yazılan:  Gastarbeiter olarak gittiler; Türkiye kökenli göçmen işçi olarak kaldılar.

https://magazinulasim.com/Konu-tarih-den...urizm.html


Türkiye ile Almanya arasında imzalanan iş gücü anlaşmasının 58'nci yılı.
Yüz binlercesi geri dönse de Almanya’da ki Türkler hala 5 milyona yakın nüfusa sahip.Bir çok meslekten gidenler oldu.Şoför olarak gidenler vardı ilk nesilde,üçüncü nesil de bazı şoförlerin ve bazı işçilerin çoğu transport ve taşımacılık alanında Almanya da işveren oldu.

Türkiye'den Almanya'ya 26 Ekim 1961'de ilk işçi kafilesini taşıyan adına şarkılar ve şiirler yazılan Almanya treninin meşhur hikayesi kadar,daha sonraki yıllarda da otobüslerin hikayesi de boldur.Hatta 1978 yılında Tunç Okan tarafından yapılan filmi dahi mevcuttur.

Her şey 1973'te İstanbul'dan Viyana bağlantılı,Munih'e giden otobüslerle başladı. O zamanlar Türkiye'den Avrupa'ya pek fazla uçak seferi yoktu ve gurbetçi işçiler için uçak pahalıydı, birçoğu uçak ve havaalanı görmemişti.Tren ya da Türkiye'nin deniz yolu feribotları, şahsi arabaları ve otobüsler 1990'ların başına kadar Türkler'in tercihi idi.


Öyle ki zamanla 1975'lerden sonra ; Doktoroğlu, Vardar, Yazıcıoğlu, Ulusoy, Varan, Bosfor Turizm,Alpar gibi bugün varlığını dış hatlarda sürdüren bir çok firmanın çalıştığı bölgeden biriside Almanya idi.Ancak Aalmanya hattında çalışmak,hiçte o kadar kolay değildi bu dönü yolcusu için de kanunlar gereği önemli idi ve belirli bir anlaşmaya tabii idi bu da Almanya tren ve otobüs işletmesi DB Touring ile imzalanan sözleşme ile gerçekleşiyordu.Hatta bu anlaşma gereği kurumsal olan Varan Ulusoy ve Bosfor Turizm,Türk devlet personelinin, avrupa'ya tayinleri yapıldığında ulaşımları bu firmalardan tedarik edilerek devlet tarafından karşılanıyordu.


Yaz sezonunda yaklaşık 100 otobüs'ün topkapı garajından Avrupa ve Almanya'nın her bölgesine ve şehrine sefer için hazırlandığına şahit olmuştum.Hatta Almanya Stuttgart'dan İstanbul'a bir günde 25 otobüsün kalkışına şahit olmuştum.Ama Yugoslavya savaşı ve krizler,ucuzlayan uçak yolculukları yüzde 90 bu güzergahların misyonunu sona erdirdi.





   

© Copyright 2006 Magazinulasim.com ve haber.magazinualsim.com tüm hakları saklıdır.Yayımlanan haber makale ve fotoğrafların her türlü hakkı sitemiz ve yazarlarımıza aittir. İzinsiz kullanılması ve çoğaltılması 5846 sayılı ''Fikir ve Sanat Eserleri Yasası'' kanuna göre suçtur.
http://haber.magazinulasim.com/
http://www.facebook.com/magazinulasimcom
http://www.instagram.com/magazinulasim/
http://www.twitter.com/magazinulasim
https://www.youtube.com/@MagazinulasimTV
Tüm Mesajlarını Bul
Alıntı Yaparak Cevapla
10/01/2025, 03:58 PM
Mesaj: #15
Tarih'den Bosfor Turizm
Tarih'den Bosfor Turizm
Avrupa yollarında her gün yerli, yabancı yüzlerce turisti taşımaktadırlar.

İKİNCİ Dünya Savaşına kadar dünyanın en çok gezen milleti şüphesiz ki, Amerikalılardı. Bilhassa transat- lantiklerle Avrupa'nın başlıca limanlarına uğrıyan büyük turist grupları, çekirge bulutu gibi geldikleri şehri kaplar, belli başlı yerleri bir iki saat içinde gezip, tekrar gemilerine binerek başka limanlara giderlerdi.

   

İkinci Dünya Savaşı süresince bu Amerikan tipi sey- yahlar kayboldu. Onların yerini vazifeyle gelip yerleşen. veya geçici yabancı askeri personel ve onlarla ilgili kim- seler aldı. Savaştan sonra ise, fotoğraf makinesini omu- zuna asıp tekrar dünya turuna çıkan Amerikalı kafilelerin yanı sıra bir de Avrupalı turist tipi kendini göstermeye başladı. Bunlar Amerikalıların aksine muhtelif memleket- leri beşer, onar saat gezip, kartpostal bilgisiyle yetine- cekleri yerde, yabancı bir ülkeye, hattâ bir şehre gidip bütün tatillerini orada geçirmeyi tercih ediyorlar. Bunla- rın arasında heybeleri sırtlarında, otostopla dolaşan genç ler olduğu gibi kendi ufak arabalariyle, turistik otobüs, vapur servisleriyle gelenler de var. Vapurun muayyen limanlardan başka yerlere uğramaması yüzünden otobüs- leri seçenler daha çok oluyor.

BELGRAD DA

Günde 800 km. yol kateden otobüslerde büyük bir konfor içersinde seyahat e- dersiniz. Resimde, böyle bir seyahatte yolcular Belgrad'da bir kahve molasın- da görülüyor (solda). OTOBÜSTE Her türlü hareket kabili- yeti olan geniş, rahat koltuklarda, yolların nasıl geçildiğinin ade- ta farkına bile vara- massınız (sağda).

Düne kadar yabancı otobüslerin gördüğü bu işi, son zamanlarda Türk şirketleri de yapmaya başladılar. Bu işi ilk olarak, bir Alman deviet otobüs işletmesi olan Touring Seyahat Bürosu ile anlaşmaya vararak yapan bir Türk şirketi, İstanbul-Münih arasında daimi bir otobüs servisi kurmuştur. Bulgaristan - Yugoslavya - Avusturya' dan geçerek Almanya'da Münih'e varan otobüsler, Avru- pa'ya seyahate çıkacak Türkleri gayet konforlu bir şekil de taşırken, dış memleketlerde yılda sekiz milyar mark harcıyan Alman turistlerinden bir kısmını da İstanbul'a getirmektedir.

Muntazam servisi, dil bilen hostesleri, tecrübeli şoför ve yardımcı personeliyle yolcunun bütün ihtiyacını temin eden bu servis büyük bir rağbet kazanmış olmalı ki, aynı şirket bir de İstanbul-Milano hattı kurmuştur.

Bu rağbet devam ettiği takdirde, ki edecektir, daha başka şirketler de Avrupa'nın diğer şehirleriyle, Türkiye arasında bu gibi servisler kuracaklardır.

Görülüyor ki, İkinci Dünya Savaşından sonra Avrupa'da gelişen turizm hareketine yavaş yavaş biz de ayak uydurmaya başlıyoruz.


   
   
Tüm Mesajlarını Bul
Alıntı Yaparak Cevapla
05/04/2025, 04:44 PM
Mesaj: #16
Tarih'den Bosfor Turizm
Tarih'den Bosfor Turizm Hikayeler-Anılar Çok Yakında

   

© Copyright 2006 Magazinulasim.com ve haber.magazinualsim.com tüm hakları saklıdır.Yayımlanan haber makale ve fotoğrafların her türlü hakkı sitemiz ve yazarlarımıza aittir. İzinsiz kullanılması ve çoğaltılması 5846 sayılı ''Fikir ve Sanat Eserleri Yasası'' kanuna göre suçtur.
http://haber.magazinulasim.com/
http://www.facebook.com/magazinulasimcom
http://www.instagram.com/magazinulasim/
http://www.twitter.com/magazinulasim
https://www.youtube.com/@MagazinulasimTV
Tüm Mesajlarını Bul
Alıntı Yaparak Cevapla
10/04/2025, 03:55 PM
Mesaj: #17
Tarih'den Bosfor Turizm
Benim Tarih'den Bosfor Turizm





1988 Kasım ayı. Babam memuriyeti dolayısı ile Avrupa'da görev yapmak için Ankara'da yapılan imtihanları kazanmıştı. Aradan geçen zaman sürecinden sonra görev yaptığı başkanlığın İstanbul dairesine ''acil'' olarak sevk yazısı gelmişti. İmtihanın sonuçları açıklanmıştı 10 yıl boyunca Konsolosluk idaresinde görev yapmak üzere tayini Almanya'ya çıkmıştı. Çocuktum Annem ve Babam'da telaşenin n'olduğunu anlamaya çalışıyordum.


   


Aradan epeyi bir zaman geçmişti. Babam çıkagelmişti, elinde dosyalar ve gri pasaportlar ve mavi kaplı üzerinde ''Eurolines'' yazılı garip biletler vardı.

Bir sabah erkenden uyandık, anneannem ve dedem dayılarım ile Topkapı Otogarı'na gittik. Önce As Turizm yazıhanesinde çay içip beklemeye başladık. Çocukluk yıllarım işte As Turizm aile işletmecilerimizin ortaklığıyla olduğu için Ali Çapoğlu dedemizn yanında, rahatça her yeri karıştırıyor, gelen giden bilet alan yolcunun bilet kabını büyük demir zımbayla zımbalayıp veriyordum.Onlarda ''hay maşAllah büyünce simsar olacak bu'' diyerek gülümsüyorlardı.

Topkapı Garajının içinde geziyordum, Babamın mavi kaplı üzerinde ''Eurolines'' yazılı garip biletlerindeki firmanın yazıhanesinin kapısına gelmiştik. O firma BOSFOR TURİZM idi. Topkapı'da garajında yazıhanesi ile müstakil olarak sadece, içeride ve dışarıda camlarında ''Eurolines'' ''Touring'' yazılı,olarak çalışan 3'ncü büyük olan firmadan biriydi, diğer ikisi ise malumunuz Ulusoy ve Varan'dı. Bu üç firma, Türkiye'den Avrupa'nın merkez şehirlerine, en kuzeyine ve güneyine karşılıklı seferler bazen de özel turlar yapıyordu.

Türkiye'den Avrupa'ya turistik seyahat, işçi ve ticari ve bürokratik olarak seyahat edenlerin vazgeçilmezleri arasında Bosfor Turizm ilk sırada idi. Özellikle devlet tarafından Avrupa'ya gönderilenler uçak yerine otobüslerle biletleri devlet tarafından karşılanarak gönderilirdi.


Aradan geçen 2 saatlik sürenin sonunda âilemden ayrılık vakti gelmişti. Ben Türkiye'de kalacaktım âilem Almanya'da... Vakit gelmişti, ailem O yılların oldukça fiyakalı olan meşhur reklamlarında gördüğüm konforlu bir otobüse binmişti. Şöfor koltuğunda oturan karizmatik uzun saçlı, damla güneş gözlüklü, apolet gömlekli kolları künyeli kaptan da giden yolcuların telaşesindeydi muavine ''oğlum şu turistlerin bagajlarını sola al'' diyerek söylenirken diğer yandan ''Hocalar'' ''Öğretmenler'' ''Dış işleri'' ''Memurlar ön koltuklara'' diye sesleniyordu. Bagajlar yetmemişti araba tıka basa dolu idi, arkada römork de doldu dolacaktı. Kaptan yine hiddetlenerek ''vallahi olmaz bu yeter Türkiye'yi taşıyorsunuz'' diyerek bir çok eşyayı elemişti.



Otobüs saat 15.00’de hareket edecekti,yanında üç araba daha vardı,biri Mercedes-Benz O302S V6 diğeri de Touring'den gelen Bosfor'la çalışan Setra 228 DT idi hepsi aynı rotada gidecek,birisi Münih birisi Stuttgart Ulm Karlshure,diğeri Paris ile Avrupa'nın farklı şehirlerinde seyahatlerini bitirecekti. Karizmatik kaptan ''Euzu billahi mineşşeytanirracim Bismillahirrahmanirrahim" diyerek marşa bastı, arkasında oturan diyanet personellerine ''Tevekkeltü Alallah'' değilmi hocam,desturu sağlam alalım'' demişti...


Vedalaştık ve aşağıya indik havalı kelebek kapılar kapandı. Arka kapı açık, kısa boylu tombul kibar bitirim muavin ''gel serbes geeel!'' diyerek bağırmaya başlamıştı. Kimilerinin ellerinde cam damacana su vardı, kimilerinde ibrik bidon. Otobüs hareket edip arkasını döner dönmez şimdiler de unutlan geleneile su dökmeyi bekliyordu. Artık ve kim bilir ne zaman görecektim âilemi bilemiyordum, o an üzgünlükle aklımdan hiç çıkmıyordu tabi gördüğüm o otobüs de.Adeta genç bir karşılıksız aşık gibiydik,sanki ben onâ o bana bakıyordu...

O otobüs plakası ile bu Man Süperman'dı

   

Devam EDECEK....

© Copyright 2006 Magazinulasim.com ve haber.magazinualsim.com tüm hakları saklıdır.Yayımlanan haber makale ve fotoğrafların her türlü hakkı sitemiz ve yazarlarımıza aittir. İzinsiz kullanılması ve çoğaltılması 5846 sayılı ''Fikir ve Sanat Eserleri Yasası'' kanuna göre suçtur.
http://haber.magazinulasim.com/
http://www.facebook.com/magazinulasimcom
http://www.instagram.com/magazinulasim/
http://www.twitter.com/magazinulasim
https://www.youtube.com/@MagazinulasimTV
Tüm Mesajlarını Bul
Alıntı Yaparak Cevapla
« Önceki | Sonraki »
Cevapla 


Forum'a Git:


Konuyu görüntüleyenler:

İletişim | MagazinUlasim.Com | Yukarıya dön | İçeriğe Dön | Hafif Sürüm | RSS