07/09/2008, 10:03 PM
Selamlar;
Mesele, sadece bu markalardan birini kullanmakla bitse keşke. Bence, fabrikanın üretimde kasıtlı olarak düşük malzeme kullandığını düşünebilmek için, en az 20-30 otomobili incelemek gerekir. Aksi, sağlıklı bir istatistik çıkartılmasını zorlaştıracaktır.
Deri hatası ile ne kastettiğinizi tam canlandıramadım, ama hata olabilir yani...
Audi'de birçok farklı versiyon, birçok farklı kaplama çeşidi var. Örneğin benim elimdeki 2001 model A4'lerin broşüründe, tam 6 farklı tipte iç mekan opsiyonundan fotoğraflarla örnek verilmiş. Bence, arkadaşınızın plastiklerden memnun olmamasının sebebi bu da olabilir. Ya da pekala, eski otomobilindeki plastik kalitesini yanlış hatırlıyor da olabilir Demek istediğim, elbette ki arkadaşınızın söylediği mutlaka ona göre doğrudur. Ama ben "ölçme" yönteminizi çok kesin bulmuyorum, demek istediğim o.
Ben daha önce Özkaymak ve Varan'ın 317'leri ile seyahat ettim. Özkaymak'ın 317'sini referans alırsak, 317 berbat bir otobüstür demem lazım. Varan'ınkiler ise canavar gibiler.
Şehiriçi otobüslere gelirsek:
<!-- m --><a class="postlink" href="http://www.mercedes.com.tr/NR/rdonlyres/AE19EA42-10BE-4EBF-82B8-E3C1C68B122C/0/conectosolo_euro3.pdf">http://www.mercedes.com.tr/NR/rdonlyres ... _euro3.pdf</a><!-- m -->
Solo otobüslerde, bugün Mercedes isteyene Voith, isteyene ZF veriyor. Sadece körüklülerde ZF tek seçenek olarak sunuluyor.
Keza, eski Connecto'da da, isteyene ZF, isteyene Voith veriyorlarmış (broşürlere göre)
Yani bant farkı yok bence.
Tekin Bey, bence biz "bant farkı" ile, "lokal pazar farkı" konusunda anlaşamadık.
Her üretici, malını pazarladığı ülkenin koşullarına göre, ürününde birtakım değişiklikler yapar. Bunun örneğini ben zaten ben de vermiştim:
Tıpkı Türkiye'ye, başka bazı memleketlerden farklı olarak tropik iklim paketli, karter muhafazalı otomobiller gelmesi gibi, ithal edilen otobüsler de, ithal edilecek ülkenin koşullarına uygun olarak hazırlanır. Buna verdiğiniz örnek gerçekten de çok güzel: bazı ülkelerdeki güvenlik standartları, otomatik kapıların dışarıdan da açılmasını gerektirir.Bundan dolayı üreticiler, eğer otobüsün gideceği pazar gerektiriyorsa, otobüslerine bu acil durum bileziklerini yerleştirmek zorundadırlar.
Örneğin yurtdışındaki bu Setra317'de S228'de, Starliner1'de, Fortuna'da ve TemSA Diamond'da, ülkemizdeki örneklerinin aksine, kapıları dışarıdan açmak için bilezikler mevcut:
* Bu fotoğraf, <!-- m --><a class="postlink" href="http://touringcarteam-marcel.fotopic.net/">http://touringcarteam-marcel.fotopic.net/</a><!-- m --> 'den alınmıştır! *
Kapı açma bilezikleri olan bir Setra s317hdh.
* Bu fotoğraf, <!-- m --><a class="postlink" href="http://touringcarteam-marcel.fotopic.net/">http://touringcarteam-marcel.fotopic.net/</a><!-- m --> 'den alınmıştır! *
Kapı açma bilezikleri olan bir Setra S228dt.
* Bu fotoğraf, <!-- m --><a class="postlink" href="http://touringcarteam-marcel.fotopic.net/">http://touringcarteam-marcel.fotopic.net/</a><!-- m --> 'den alınmıştır! *
Kapı açma bilezikleri olan bir temSA Diamond.
* Bu fotoğraf, <!-- m --><a class="postlink" href="http://touringcarteam-marcel.fotopic.net/">http://touringcarteam-marcel.fotopic.net/</a><!-- m --> 'den alınmıştır! *
Kapı açma bilezikleri olan bir Neoplan Starliner.
Kapı açma bilezikleri olan bir MAN Fortuna Mega.
>>> Pazara özgü farklara güzel bir örnek, yine Mercedes'ten: Bugün iç piyasaya satılan Travego ve Tourismo'lar, Euro3 uyumludur. Aynı fabrikadan çıkan, ve Avrupa'ya ihraç ettiğimiz otobüsler ise, Bluetec4 ya da Bluetec5'tir.
>>> Pazara özel uygulamalara güzel bir örnek de benden: BEN Turizm'e ait bu Setra, ülkemize Varsan tarafından değil, bireyler tarafından yurtdışından getirilmiş. Bundan dolayı, bazı özellikleri, otobüsün ithal edildiği ülkeye özel. Normalde bizdeki 417'lerde olmayan bir özellik: Kısa farlar yandığı zaman, gösterge tablosunda bir sembol beliriyor. Bazı ülkelerde, kısa farlar yandığı zaman kokpitte bir ikazın belirmesi zorunludur. Bu otobüs de, o tip bir ülkeden Türkiye'ye getirilmiş.
Kısa farların yandığı, göstergede belirtiliyor.
>>> Ama "lokal pazar farkına" verilecek en güzel örnek, bence sadece Amerika Pazarı için üretilen bu "Setra 417HD" (?)'dir. Bu otobüs Avrupa'da hiç satılmamakta, ve sadece Amerika kıtası, ve bazı ABD müttefiki ülkelere pazarlanmaktadır. Pekçok özelliği, bizdeki modellere göre farklıdır.
Amerika Pazarı için üretilen model.
Detaylara inecek olursak; mesela bu fotoğraf ABD tipi bir Setra'dan. Belki bizdeki Setra'lara çok benziyor; ama ufak iki fark dikkatinizi çekmeli:
Acil çıkışlara, ve emniyet kemerlerine dikkat!.
1) Camları kırmak için, çekiç yok! ABD'deki acil çıkış yönetmelikleri dolayısı ile, camları özel bir mekanizma ile açmak gerekiyor (Tam nasıl çalıştığını ben de bilmiyorum). Ama pencereyi, kenarındaki sürgü benzeri kırmızı şeyi kullanarak açıyor (ya da patlatıyorsunuz).
2) Emniyet kemeri yok: ABD'ye ihraç edilen Setra'ların, hiçbir koltuğunda (yolcu kabininde en ön de dahil) kemer olmuyor. Sadece sürücünün kemeri var. Bu bence saçmalık, ama koymuyorlar işte.
Ben elimden geldiğinde "lokal pazar farkı"na örnekler vermeye çalıştım. Tekin Bey, sizin verdiğiniz o403 acil çıkış bilezikleri örneği de, "lokal pazar farkı"na giriyor bana göre.
"Bant farkı"nın varlığını üreticilerin inkar ettiğini söylüyorsunuz. Üreticilerin şiddetle inkar ettiği bir farkın, verdiğiniz 0403 örneğindeki gibi somut olması biraz kuşkulu görünüyor bence.
Bana göre, üreticinin inkar edeceği şey şudur mesela: otobüsün aksında, 3mm civata kullanmak yerine, güvenilirliği kuşkulu olan 2mm civata kullanmışlardır, maliyetten kaçmak için. Bunu ispat etmek de güçtür, kimse de bunun kolay kolay farkına varmaz. Ama çıkıp da, bazı ithal edilen otobüslerde, acil çıkış bileziği kullandıklarını mı inkar ediyorlar? Bunun neyini inkar edecekler ya, somut bir gerçek bu. Herkes biliyor bunu, gizli birşey değil ki...
Ha şunu da söyleyeyim; bana göre Mercedes Benz güvenliğe gerçeten değer veren bir firma olsa, o bilezikleri her otobüsüne koyardı. Bizdeki otobüslere bilezikleri koymamaları, Mercedes'in "güvenli marka imajı" ile hayli çelişiyor. Ancak, fabrikada "bant farkı" olduğu anlamına gelmiyor.
Selamlar, Kerem.
Alıntı:Evet kasıtlı olarak ucuz ve kalitesiz ürün kullanıldığını kastettim. Mercedes, BMW ve Audi kullanan birinlerine sorun bant farkı varmı diye.Ya bir kere, ben bu "çifte standardı" neden sadece Bmw, Mercedes ve Audi'nin uyguladığını anlamadım. Mesela, VW'de böyle bir uygulama neden olmasın?
Mesele, sadece bu markalardan birini kullanmakla bitse keşke. Bence, fabrikanın üretimde kasıtlı olarak düşük malzeme kullandığını düşünebilmek için, en az 20-30 otomobili incelemek gerekir. Aksi, sağlıklı bir istatistik çıkartılmasını zorlaştıracaktır.
Alıntı:2002 senesinde dış ticaret müsteşarlığında danışman olarak çalışan bir arkadaşıma Audi A4 modelini önermiştim. O döneme göre o serinin en üst versiyonundan sipariş etti. Zaten kendiside bir dönem aynı modelin düşük versiyonunu Beyrutta kullanmış. Satın aldığı aracın deri koltuğunda özürü bulunuyordu. Ben kendisine bunu gösterdiğimde o da bana dedi ki "benim kullandığımda plastiği de bu kadar uyduruk değildi, bant farkına denk geldim herhalde". Hiç şüpheniz olmasın Almanya'da asla derisi özürlü bir sıfır A4 bulamazsınız.İki farklı dönemde alınan, iki farklı donanım özelliğine sahip iki otomobili kıyaslayarak, fabrikanın Türkiye'ye daha düşük kaliteli otomobil gönderdiğini söylemek bence biraz abartılı olur. Kaldı ki, karşılaştırdığınız otomobil de Almanya'da değil, Beyrut'ta kullanılmış. Beyrut, Audi'nin "düzgün banttan" çıkan otomobillerini gönderdiği bir ülke mi oluyor, bu durumda?
Deri hatası ile ne kastettiğinizi tam canlandıramadım, ama hata olabilir yani...
Audi'de birçok farklı versiyon, birçok farklı kaplama çeşidi var. Örneğin benim elimdeki 2001 model A4'lerin broşüründe, tam 6 farklı tipte iç mekan opsiyonundan fotoğraflarla örnek verilmiş. Bence, arkadaşınızın plastiklerden memnun olmamasının sebebi bu da olabilir. Ya da pekala, eski otomobilindeki plastik kalitesini yanlış hatırlıyor da olabilir Demek istediğim, elbette ki arkadaşınızın söylediği mutlaka ona göre doğrudur. Ama ben "ölçme" yönteminizi çok kesin bulmuyorum, demek istediğim o.
Alıntı:Bunu şu yüzden yazdım. Braşov Romanya'ya giderken EuroLines'ın O 350 modeli denk geldi. Farka inanamazsınız. Ki aynı araçla Kişinevede gittim, yollar çok çok kötüdür, tahmin edemezsiniz, ona rağmen bizdeki O 403'lerdeki problemleri yaşamadım. En azından aşırı tıkırdama ve kapı düşmesi yoktu.Tamam ama, otobüslerde bakımlı araçla bakımsız aracın farkı çok büyük. Nerede tamir gördüğü, nasıl parçalar kullanıldığı belirli olmayan iki ikinci el aracı kıyaslamak, bence yanlış sonuçlara varmanıza sebep olabilir. Sebep bal gibi, Eurolines'in otobüsünün, adam gibi bakımlı olmasıyla açıklanabilir.
Ben daha önce Özkaymak ve Varan'ın 317'leri ile seyahat ettim. Özkaymak'ın 317'sini referans alırsak, 317 berbat bir otobüstür demem lazım. Varan'ınkiler ise canavar gibiler.
Alıntı:Kullanılan malzemede farklılıklar olabilir, nitekim ben MAN fabrikasında Voith otomatik vitesli S2000 gördüm, ama iç piyasaya hiç bir zaman otomatik vitesli S2000 sürülmedi. Siz hiç gördünüzmü? Ama yukarıda belirttiğim O 350'de kapı düşme sorunu yaşanmıyordu. Bunu yurtdışındaki O 350 modellerine binerek teyit edebilirsiniz. Eurolines'da çok çok var zaten.Evet, otomatik s2000 hiç duymadım bile. Hatta otomatik Starliner1 ya da otomatik Setra 317 de görmedim Türkiye'de. Çoğu otobüsün otomatik viteslisi yurtdışında var, ve birkaç sene öncesine kadar, bizdeki çoğu modelde bu opsiyon sunulmuyordu. Ancak bu durum, kullanılan malzemede farklılık olması ile ilgili değil, lokal piyasa koşullarına göre ürün sunumu ile ilgili bence. Mesajımın alt kısımlarında, buna birkaç örnek verdim. MAN ya da Setra, sırf "şerefsizlik olsun diye" mi, otomatik otobüsleri iç piyasaya çıkartmadılar yani?
Alıntı:Madem 1.vites için birşey söyliyemiyorsanız bence diğerler yazdıklarımı daaracı bir kez kullanıp öyle eleştirin.Ben sizin otobüsün kullanımı ile ilgili söylediğiniz hiçbirşeyi eleştirmiyorum. Ben otobüsün pazarlanması ile ilgili sözlerinizi eleştiriyorum. Otobüsün pazarlaması ile ilgili söylediklerinizle ilgili yorumda bulunmak için, illa otobüsü kullanmama gerek yok ki!
Alıntı:İtiraz ediyorsunuz ama belgelemediğim içinde diyorsunuzki "belgelemiyorsunuz" yanlış mı okudum?Çok doğru.
Alıntı:Mercedes kaliteli bir otobüs olan O 404'ü iç piyasa sunmadı, özel talep dahilinde getirti, ülkemize gelen O 404 sayısı acaba 100'ü geçiyormu? Sanmıyorum.Haklısınız. Ben de şöyle bir örnek vereyim, aynı mantıkla: aynı şey Setra S431 için de geçerlidir. S431 de, özel talep dahilinde getirdi. Ülkemize gelen 431 sayısı, 100'ü geçiyor mu? Hayır. Eh tamam, Setra S431, iç piyasaya sunulmamıştır zaten!
Alıntı:Kime isterseniz sorun; ilk gelen Avrupa Travegolar ile yerli Travegolar arası fark neler. Bazı forumlarda karşılaştıranlar olmuş, mutlaka görürsünüz.Linkini verebilirseniz, o tartışmaları inceler, onlara da bir yanıt veririz Gördüğünüz gibi dilim pabuç kadar
Alıntı:Man'ın buradaki farkına ben hayram kaldım.Vanhool, Setra, MAN, Neoplan, Bova, Mercedes... Sanırım Volvo ve Scania dışında bütün büyükleri saydık. Valla, bu saydıklarımın hepsi, şehirlerarası otobüslerinde ZF Astronic kullanıyor. Dünyada ve Türkiye'de. Benim sorunluluğuna, sorunsuzluğuna diyecek birşeyim yok. Ama Avrupa'da satılan çoğu otomatik otobüste, ZF Astronic var.
Bugün Zf şanzımana sahip bir çok araçlar,özellikle şehir içinde sıkıntı yaşadıklarını dile getiriyorlar,ilk başta münferit bir durum olabilir zannetim, ancak herkez bunu ifade etmesi ile durumu araştırmaya çalıştım,örneğin istanbulumuz'da C-250 kod numaralı otomatik voith şanzımana sahip Man 283 serisi bir aracın O345 ve diğerlerine nazaran,1999 yılından bugüne kadar sorun yaşamadığını gördüm.
Demekki artık bant farkının, ülkemiz içinde'de uygulandığını,görmek beni iyice şaşırtdı.Bugün Mercedes-Benz voith'le anılıyorike, nedense son yıllarda,zf ürünlerine ağırlıklı olarak çalışmaya başlamıştır.Örnek İstanbul'a üretilen Conectoların (eski kasa) 4 ileri zf şanzımana sahip iken,Anakara'ya üretilenlerin Voith şanzımana sahip olması,sanırım maliyetlerde oynayarak farklılıklarını ortaya koymaktalar.Acaba ZF ile VOİTH arasındaki,farklar neden bu kadar,önemlilik arz ediyor ben anlamış değilim.
Şehiriçi otobüslere gelirsek:
<!-- m --><a class="postlink" href="http://www.mercedes.com.tr/NR/rdonlyres/AE19EA42-10BE-4EBF-82B8-E3C1C68B122C/0/conectosolo_euro3.pdf">http://www.mercedes.com.tr/NR/rdonlyres ... _euro3.pdf</a><!-- m -->
Solo otobüslerde, bugün Mercedes isteyene Voith, isteyene ZF veriyor. Sadece körüklülerde ZF tek seçenek olarak sunuluyor.
Keza, eski Connecto'da da, isteyene ZF, isteyene Voith veriyorlarmış (broşürlere göre)
Yani bant farkı yok bence.
Alıntı:Bant farkına bir örnek daha vermek istiyorum.
Ekte fotoğraf ,alıntıdır, Mercedes-Benz O350. Dikkat ederseniz karoseri üzerinde yer alan, hemen ön ve arka kapının biraz gerisinde birer valf yer alıyor. Acil durumlarda kapıyı dışarıdan açabilmek için. Ülkemizde hangi O 403'te bu sistem var?
Alıntı:aramızda iç piyasaya sunulmuş "otomatik vitesli S2000 varmı? gören olmuşmu?" Man'da da bant farkı var, niye iç piyasaya otomatik vites alternatifini sunmamış? ne farkı var?
Tekin Bey, bence biz "bant farkı" ile, "lokal pazar farkı" konusunda anlaşamadık.
Her üretici, malını pazarladığı ülkenin koşullarına göre, ürününde birtakım değişiklikler yapar. Bunun örneğini ben zaten ben de vermiştim:
Alıntı:...Pazardan pazara, bazı donanımlarda farklar olduğu doğru. Örneğin Türkiye'ye tropikal iklim paketli Mercedes'ler gelir genelde...
Tıpkı Türkiye'ye, başka bazı memleketlerden farklı olarak tropik iklim paketli, karter muhafazalı otomobiller gelmesi gibi, ithal edilen otobüsler de, ithal edilecek ülkenin koşullarına uygun olarak hazırlanır. Buna verdiğiniz örnek gerçekten de çok güzel: bazı ülkelerdeki güvenlik standartları, otomatik kapıların dışarıdan da açılmasını gerektirir.Bundan dolayı üreticiler, eğer otobüsün gideceği pazar gerektiriyorsa, otobüslerine bu acil durum bileziklerini yerleştirmek zorundadırlar.
Örneğin yurtdışındaki bu Setra317'de S228'de, Starliner1'de, Fortuna'da ve TemSA Diamond'da, ülkemizdeki örneklerinin aksine, kapıları dışarıdan açmak için bilezikler mevcut:
* Bu fotoğraf, <!-- m --><a class="postlink" href="http://touringcarteam-marcel.fotopic.net/">http://touringcarteam-marcel.fotopic.net/</a><!-- m --> 'den alınmıştır! *
Kapı açma bilezikleri olan bir Setra s317hdh.
* Bu fotoğraf, <!-- m --><a class="postlink" href="http://touringcarteam-marcel.fotopic.net/">http://touringcarteam-marcel.fotopic.net/</a><!-- m --> 'den alınmıştır! *
Kapı açma bilezikleri olan bir Setra S228dt.
* Bu fotoğraf, <!-- m --><a class="postlink" href="http://touringcarteam-marcel.fotopic.net/">http://touringcarteam-marcel.fotopic.net/</a><!-- m --> 'den alınmıştır! *
Kapı açma bilezikleri olan bir temSA Diamond.
* Bu fotoğraf, <!-- m --><a class="postlink" href="http://touringcarteam-marcel.fotopic.net/">http://touringcarteam-marcel.fotopic.net/</a><!-- m --> 'den alınmıştır! *
Kapı açma bilezikleri olan bir Neoplan Starliner.
Kapı açma bilezikleri olan bir MAN Fortuna Mega.
>>> Pazara özgü farklara güzel bir örnek, yine Mercedes'ten: Bugün iç piyasaya satılan Travego ve Tourismo'lar, Euro3 uyumludur. Aynı fabrikadan çıkan, ve Avrupa'ya ihraç ettiğimiz otobüsler ise, Bluetec4 ya da Bluetec5'tir.
>>> Pazara özel uygulamalara güzel bir örnek de benden: BEN Turizm'e ait bu Setra, ülkemize Varsan tarafından değil, bireyler tarafından yurtdışından getirilmiş. Bundan dolayı, bazı özellikleri, otobüsün ithal edildiği ülkeye özel. Normalde bizdeki 417'lerde olmayan bir özellik: Kısa farlar yandığı zaman, gösterge tablosunda bir sembol beliriyor. Bazı ülkelerde, kısa farlar yandığı zaman kokpitte bir ikazın belirmesi zorunludur. Bu otobüs de, o tip bir ülkeden Türkiye'ye getirilmiş.
Kısa farların yandığı, göstergede belirtiliyor.
>>> Ama "lokal pazar farkına" verilecek en güzel örnek, bence sadece Amerika Pazarı için üretilen bu "Setra 417HD" (?)'dir. Bu otobüs Avrupa'da hiç satılmamakta, ve sadece Amerika kıtası, ve bazı ABD müttefiki ülkelere pazarlanmaktadır. Pekçok özelliği, bizdeki modellere göre farklıdır.
Amerika Pazarı için üretilen model.
Detaylara inecek olursak; mesela bu fotoğraf ABD tipi bir Setra'dan. Belki bizdeki Setra'lara çok benziyor; ama ufak iki fark dikkatinizi çekmeli:
Acil çıkışlara, ve emniyet kemerlerine dikkat!.
1) Camları kırmak için, çekiç yok! ABD'deki acil çıkış yönetmelikleri dolayısı ile, camları özel bir mekanizma ile açmak gerekiyor (Tam nasıl çalıştığını ben de bilmiyorum). Ama pencereyi, kenarındaki sürgü benzeri kırmızı şeyi kullanarak açıyor (ya da patlatıyorsunuz).
2) Emniyet kemeri yok: ABD'ye ihraç edilen Setra'ların, hiçbir koltuğunda (yolcu kabininde en ön de dahil) kemer olmuyor. Sadece sürücünün kemeri var. Bu bence saçmalık, ama koymuyorlar işte.
Ben elimden geldiğinde "lokal pazar farkı"na örnekler vermeye çalıştım. Tekin Bey, sizin verdiğiniz o403 acil çıkış bilezikleri örneği de, "lokal pazar farkı"na giriyor bana göre.
"Bant farkı"nın varlığını üreticilerin inkar ettiğini söylüyorsunuz. Üreticilerin şiddetle inkar ettiği bir farkın, verdiğiniz 0403 örneğindeki gibi somut olması biraz kuşkulu görünüyor bence.
Bana göre, üreticinin inkar edeceği şey şudur mesela: otobüsün aksında, 3mm civata kullanmak yerine, güvenilirliği kuşkulu olan 2mm civata kullanmışlardır, maliyetten kaçmak için. Bunu ispat etmek de güçtür, kimse de bunun kolay kolay farkına varmaz. Ama çıkıp da, bazı ithal edilen otobüslerde, acil çıkış bileziği kullandıklarını mı inkar ediyorlar? Bunun neyini inkar edecekler ya, somut bir gerçek bu. Herkes biliyor bunu, gizli birşey değil ki...
Ha şunu da söyleyeyim; bana göre Mercedes Benz güvenliğe gerçeten değer veren bir firma olsa, o bilezikleri her otobüsüne koyardı. Bizdeki otobüslere bilezikleri koymamaları, Mercedes'in "güvenli marka imajı" ile hayli çelişiyor. Ancak, fabrikada "bant farkı" olduğu anlamına gelmiyor.
Selamlar, Kerem.