Bu forumun açılış yazısında Sayın Karadağ, yeni Maraton'u Safir'in yükseltilmiş SHD versiyonu olarak tahminlemiş. Adının Maraton olmasından yola çıkarak da, önünde, farların arasında alttan aydınlatmalı bir MARATON yazısı olacağını da bekliyormuş.

Keşke haklı çıksaydı...

Bin kere söylenmiş, ama bir de ben söyleyeceğim: taklitçilik, hele görsel tasarımda gerçekten de bu yeni otobüsün imajını -daha yola çıkarken- çöpe atmış... Her şeyi geçtim, o Maraton ismine de yazık olmuş. Yazık, Maraton deyince akla 80'lerin sonu ve 90'ların başında ilçe firmaları başta olmak üzere bir çok firmanın yükünü çeken, biraz dar ve sallantılı olsa da en azından klimasıyla havadar, performansıyla perona zamanında varan ve peronlarda yarattığı çeşitlilik ve getirdiği yeni kanla herkesin sempatisini kazanmış o "özgün" otobüs yerine; bu garabet gelecek bundan sonra...

Sıradan, bakın tekrar ediyorum "sıradan" bir grafik tasarımcının önüne eski Maraton'un farklı açılardan fotoğraflarını koyun (Ramazan Bey'in çektikleri varsa tercih ederiz). Deyin ki, "arkadaş, al bu otobüsün yüksek ve 2016 model modern halini çiz", yeterdi... İnanın yeterdi. Önüme bir "hakiki" Maraton fotoğrafı açıp, biraz seyredip gözlerimi kapattığımda, imaj beliriyor gözümün önünde. Ancak maalesef çizemiyorum işte

Yazıktır. Onca insanın emeği var o otobüste. İnsan hiçbirşey yapamasa bir orijinal "far" çizemez mi? "Far" yahu "far". Her sınıfta bir otomotiv ürününün görsel olarak en önemli, en akılda kalan parçası. Karşımda 16 yıllık (ilk Travego bilindiği üzere 1999'da O580 olarak üretildi) Travego farının "çakması" dururken, ben otobüsün kalanına bakamıyorum bile. Ya o "kaş"lar... Hani yeni yetme gençlerin otomobillerini "faça yaparken" kullandıkları akseusarlara benzeyen o komik, o alakasız, o çirkin ledler... Hiç bişey yapamadın, eski Maraton'un farı dikdörtgendi yahu! Bildiğin dikdörtgen! Koy içine modern aydınlatma ünitelerini, sinyal farını da ayrı yapmak yerine içine göm, şundan çok daha güzel ve "senin" olurdu; "Maraton" farı olurdu!

Şimdi başka bir sitede bunları yazınca beni "milliyetçi değilsin" diye suçlayanlar bile oldu... Neymiş, Temsa'ya saygı duyacakmışım. Duyuyorum zaten. 1980'lerin Türkiye'sinde Otomarsan'ın karşısında 20 yıllık MANAŞ bile yalpalarken tutup da Mitsubishi otobüslerini Türkiye'de üretmeye kalktığı için çok saygı duyuyorum. Bu ülkenin peronlarına çeşitlilik getirdiği için çok saygı duyuyorum. Darda olan otobüsçüye çözüm olduğu için çok saygı duyuyorum. Ancak Mitsubishi Fuso'yu Mercedes satın alıp bu ortaklık biteli beri yaptıklarına baktığımda, Temsa'nın kendisine saygı duymadığını görüyorum. Kendine saygı duysa, makyajladığı otobüsüne ve sıfırdan tasarlayarak 25 yıl sonra hayata döndürdüğü efsanesine rakibinin 15 yıllık farını takmazdı...

Eski Maraton'u bu kadar sevmesem umrumda olmazdı. Adına Maraton demeseler, şu satırları yine yazmazdım. Yazık oldu Maraton'a...

Bakıp beğenmeye çalışıyorum, olmuyor. Genel olarak önü yanı ve üstü Setra dan kopya. Ancak farları Travegodan apartmışlar. Şimdi Travego yenilendi. Makyajlarken buna da J far mı takacaklar?
Bunun yerine modern dikdörtgen ve büyük farlar taksaydı belki biraz birşeye benzerdi. Tabi o Çin işi ledleri yok farzedersek. Yandan komple Setra. Kafa ve üstün siyah olması yan görünümü biraz kurtarıyor. Arkaya gelince... Travegoya mı, Neoplana mı, Irizara mı benziyor bilemedim. Tam bir kırma... Diamond da taklitti ama bir otobüs taklit edilmişti. Bir tarzı vardı. Bunda ise durum o kadar karışık ki, bir tarzdan bahsetmem olanaksız. Bursa sanayisinde toplanmış, 4-5 kaporta ustasının "faça" fantezilerinin hayat bulmuş hali gibi.

Ayrıca şu da var: fotoğraftaki bunun sıfır km, çil çil hali. Safir 2 de olduğu gibi önde bakalit parçalar kullanıldıysa, bir iki sene sonra farların ve tamponun etrafında çatlaklar oluşur mu? Önde ve üstte kullanılan ve durumu birazcık kurtaran (inanmazsanız siyah bölümleri özellikle tavanda beyaza bir boyayın bakın ne oluyor) siyah boya şu an pırıl pırıl. Yazın güneşi, kışın karı yedikten sonra matlaşıp ağarır mı? Bunları henüz bilmiyoruz.

Sayın Uğur,
Değerli yanıtınız için teşekkür ederim. Çocukluk ve gençliğimde otobüsleri ve otobüs seyahatini çok severdim. 1997 de ilk otomobilimi aldıktan sonra geçtiğimiz yıla kadar bir kaç Ankara İstanbul seyahati hariç otobüse hiç binmedim desem yeridir. Geçen yıl girdiğim 40 yaş bunalımı ile Smile (şaka değil) nostaljik bir kişiliğe bürünüp son 1.5 yıldır İstanbul Anadolu yakası ya da memlekete (Safranbolu ) ne zaman gitsem, eşim yanımda değilse (kendisi sevmez) otobüs kullanmaya başladım. Diamond ı işte bu tekrar uyanan ilgimin sonucu farkettim. Yazık olmuş dedim. Kalite sorunlarını bilemem, ancak heybetiyle bir kez de olsa seyahat etmeyi isterdim dediğim bir otobüs Diamond.

Millilik konusunda çok eleştiri aldım Temsayı ne zaman eleştirsem... Ben bu millilik konusuna -oldukça milliyetçi birisi olarak- daha nesnel yaklaşıyorum. Ben bir otobüs severim. Mercedes ve MAN bu ülkeye ta 1960 larda yatırım yapmış, istihdam sağlamış, büyük yan sanayiiler oluştutmuşlar. Bu ülkeden ihracat yapmışlar. Temsa ise Man ın bile başaramadığı bir işe soyunarak Mercedesin yollarda tekel olduğu (neredeyse) 80lerde sıfırdan bu işe soyundu, Mitsubishi ile üretime başladı. Üçüne de saygı duyuyorum. Anılarımın çoğu Mercedes otobüslerinde. Ayrıca bugün de yaptığım seyahatlerde Mercedeslerin daha konforlu olduğunu görüyorum. Yani Mercedese sempatim var. Ancak otobüse bineceğimde peronda Safir2 hariç ne görürsem göreyim bana uyar. Duygusal durumum budur. Lakin milliliğe gelirsek, bugün yerlilik oranı en yüksek olan hangisi ise, verilen paranın çoğu Türkiye'de kalan hangisi ise, en milli odur bence. Yoksa bunların hepsinin motor, yürüyen ve elektronik sksamının çoğu ithal maalesef... Yerlilik oranı en yüksek otobüsün Mercedes olduğunu biliyorum.

Temsa ya gelince. Elbette herşeyden önce bir otobüssever olarak Temsanın da güzel otobüsler üretmesini isterim. Güzel otobüsü sollamak bile zevk benim için. Safir2 ye ben otobüs demiyorum. Geriye bu kalıyor. Durum ortada.

Temsanın benzeri Irizardır. 1995 ve 2015 model Irizarı hemen şimdi internetten sorgulayıp bakın. Aynı üreticiye ait, tarz sahibi, birbirinin devamı otobüsler göreceksiniz. Aynen Maraton Prenses Safir 1 gibi. Ya sonra? Hepsini geçin, güncel Safir 2 ile Yeni Maraton un "Travego farları" ve "Setra yan çıtaları" hariç ne ortak noktası var? Temsa nın tasarım tarzı nedir? Benim derdim bu.

Saygılarımla.

FATİH BEY, TEMSA MARATONUN YAKIT TÜKETİMİ HAKKINDA ELİNİZE HERHANGİ Bİ BİLGİ ULAŞTIMI,DÜZCE GÜVEN FİRMASINDAKİ ARAÇ ÇALIŞMAYA BAŞLADI DİYE BİLİYORUM...

Otobüs teslimat haberlerini sıkı bir şekilde takip ediyorum. Temsa'da şu sıralar sadece Safir Plus teslimatları oluyor. Maraton'dan ses seda yok. Aylar önce yapılan lansmanda Lider Adana'ya 5 adet satılmıştı. O araçlar nerede? Metro 50 adet alacak deniyordu. Gören oldu mu? Şu an için gözüken Maraton'un sonu Diamond'tan da kötü olacak gibi duruyor. Mercedes SHD segmentinde yine "Yıldız" olduğunu kanıtladı.

Saygılar

Araçla ilgili ne bir sürüş deneyimi, ne yolculuk deneyimi varken bu kadar yerden yere vurulması anlaşılır bir durum değil. Üstelik yeni travegoyla karşılaştırıp 'travego özgün bu değil' demek daha da hakkaniyetsiz. Bu araç travegodan daha özgün, sevmemek ayrı konu. Ama travego eskisinin azıcık değiştirilmişi bana göre. Üstelik eskisi de o580 üzerine çıkılmıştı.

Maraton çalışsın, yolculuk yapılsın, işletme yapılsın, kullanılsın sonra tu kaka deriz.