Bir arka ve ondan önceki sayfayı okudum güzel tespitler var

Maraton kullanan Nacizane usta şoförüm kullanmadığım araba kalmadı bugüne kadar.

10.000 km oldu yakıt iyice çoğalmaya başladı,9 gün oldu,ekranda yanan gıcık soğutma suyu seviyesi düşük mesajı ve dıt dıt uyarı sesi beynim şişti...Ve aradım diyaloglarını,müşür değişçekmiş,yazılım atılcakmış hadi hayırlısı,yok böyle bişey ya,yolcununda keyfi kaçıyor,rüzgar seside cabası,hangi model bu hadi bilin bakalım...?

Alıntı:ekranda yanan gıcık soğutma suyu seviyesi düşük mesajı ve dıt dıt uyarı sesi beynim şişti..

Kemal üstadın bu ifadesi beni anılarıma götürdü.Okuyun o zaman...

2010 yılında hem fiyatının ucuzluğu ve hem de çevremdeki kullananların az yaktığı iddiaları üzerine 40 bin km.de ve de hiç LPG takılmamış tertemiz bir Lada Vega aldım.O güne kadar yaklaşık 11-12 yıl kullandığım Serçe otomobilimi de kıyıp satmadım.

Lada Vega aslen karbüratörlü Lada Samara'nın aynı motorunun muhtelif firmalarca enjeksiyonlu hale getirilmişiydi.Bunu Rus teknolojisinin becerebilmesi imkansız olduğu için Bosch ve GM firmaları bu tadilatı üslenmişti.Motor üzerine takılan bazı sensörler ile enjeksiyon sistemi idare ediliyordu.Sözde kaliteli malzeme kullanmak adına gösterge tablosu VDO ve aydınlatma sistemi Bosch markalıydı.

Göstergeler kaliteli olmasına kaliteliydi ama benzin göstergesi bir türlü doğru gösteremiyordu.Yanal eğimlerden etkilenen komik bir şamandıra sistemi vardı.Hele tabloda sarı renk yanan bir "check engine" arıza lambası vardı ki beni o arabadan nefret ettiren unsurdur.Motorda herhangi bir arıza olması halinde bu lamba yanmalıydı ama her durumda bu lamba yanıveriyordu. Önceleri bu lamba yandığında servisteki uyduruk bilgisayara bağlatıp hangi sensörün arıza verdiğine baktırıyordum.Genellikle de bilgisayar üzerinden "reset" atılınca lamba sönüyordu.Çünkü bir arıza yoktu.Daha sonra bu lambanın akü kutup başlarını söküp azıcık bekleyince de söndüğünü keşfettim.Sönüyordu sönmesine ama bu defa da radyoda kayıtlı hiç bir istasyon ve ayar kalmıyor hatta gösterge tablosundaki Vostok markalı saat bile aptallaşıyordu.

Bir yıl kadar özenle kullandım ama bu arada şanzuman gurup mili kırılması da dahil her türlü pisliği çıkarttı.Oysa benim eski Serçe'm o kadar uysal bir otomobildi ki.Hiç yolda bırakmadığı gibi bu tip rezillikler de hiç çıkartmazdı.

Gittiğim bir serviste dürüst bir usta bana gizliden; "Ağabey bu otomobilin her tarafı bir yerlerden aktarma.Kendine dair bir şey yok.Oradan buradan kırk yamalı bohça gibi otomobil bunlar.Her dakika başı bir pislik çıkartması da bu sebepten.Sat kurtul bundan" deyiverince ben de satıp kurtuldum.

Temsa otobüslerini ilk önceleri Mitsubishi alt yapısındayken seviyordum.Onlarda da fren gibi ufak tefek sorunlar olmasına rağmen yine de iyiydiler.Ama özellikle bu yeni Safir serisi azıcık benim Lada gibi sanki.Üzerinde her yerden bir şeyler var.O çok başlılığı idare etmek de mecburen şoföre düşüyor.Zaman içerisinde mutlaka çözülecektir ama ilk etapta azıcık sinirleri zorlayacak gibi duruyor.

Kemal üstadım bir fırsat bulduğunda bir de yakıt tüketim ortalaması bilgilerini de bizle paylaşırsan çok memnun oluruz.

Mehmet Ali Bey,
Benden çok daha iyi bildiğiniz gibi, bir otomotiv ürünü, hele koca bir otobüs, çok büyük ve karmaşık bir sistemdir. Ağırlık dağılımından hava direncine, iç sıcaklığın önden arkaya aynı seviyede tutulmasından yakıt tüketimine, yol tutuşundan kasis emişine herşey birbiriyle ilintilidir.

Mühendislikte (sadece otomotivde değil, tüm disiplinlerde) sistemler tümdengelim yöntemi ile, yani bütünden parçalara doğru tasarlanırlarsa, doğru sonuç elde edilmesi olasılığı artar.

Ancak tümevarım ile, önce parçaları bulup sonra birleştirilerek tasarlanırlarsa bu sizin Lada ya da benim "çok iyi bildiğim" Safir 2 gibi sorunlu sonuçlar elde edersiniz.

Tümevarımın hiç mi avantajı yok? Var elbette olmaz mı! Tasarımı %95 daha ucuza maliyetlendirirsiniz. Yani tasarıma 100 lira harcayacağınıza tasarlanmışları bir araya getirerek 5 lira harcarsınız.

Bununla da bitmez! Üretim de %95 kadar dramatik olmasa da ciddi oranda ucuza gelir. Neden mi? Tedarik edeceğiniz parçalar ucuza geleceği için. Nasıl mı? Şöyle örnek vereyim. Bir takım elbise istiyorsunuz. Mağazaya gidip bedeninize en yakın ölçüdeki ortalama kalitede bir takımı 500 liraya alabilirsiniz. Rengi ve kumaşı da tam istediğiniz gibi olmasa da kurtarır dersiniz. Ya bir modacıya gidip İtalyan kumaşından omuzdan droplara, kasıktan paçalara tam size göre bir elbise dikmesini isterseniz kaça patlar? Hazır ürün, her zaman ısmarlama üründen çok daha ucuz olur. Hem de ÇOK daha ucuz. Hem size özel bir tasarım yapılmayacağı, hem de sizden başka müşterisi de olacağı için...

Tümevarımla tasarlanıp üretilen bir ürün, aynen sizin Lada gibi ucuz olur. Peki sonra? Sonra o sistemin bileşenleri arasındaki uyumsuzluklardan doğacak maliyeti o ürünü satın alıp kullanan her kullanıcı ayrı ayrı ve çeşitli şekillerde (tamir masrafı, gelir kaybı, ikinci el değer kaybı vs.) öderler. Bilmem anlatabildim mi?

Saygılarımla.

Kemal Türkmen Üstadım.

Bu benim şahsi görüşüm,DAF motoru otobüsde verim sağlayamıyor keza Man ile de aynı fikirdeydim,MAN efficientline teknolojisi ile durumu kurtarmış gibi gözüküyor ve hatta senin gibi, bir çok usta ve firma sahibi araçların motorlarının yakıt konusunda yeterli düzeyde olduğunu belirtiyor.Ancaaak yine şahsi fikrim karoser de katoferez teknolojisi kullanılmasına rağmen, araçlar hakkında aynı şeyleri söyleyemeyeciğim.

(17/06/2016 11:37 PM)Fatih Kocaoglu Yazılan:  

Rekabet ; maliyetler ve maliyetleri tetikleyen unsurlar karşısında menfi mi müspet mi ?

Dikkatleri çeken kıyaslama haberimiz ve araçlar hakkında yazılanlar ispat ve izaha gerek kalmadan kaynaklarıyla gerçeği yansıttı.

Evet eleştirilerin odağında olan yayın kuruluşu bizleriz, lakin yayın ilkelerimiz asla ''asparagas'' haberlere yer vermemek ile birlikte yayınlayacağımız haberler teknik tecrübe ve bu tecrübeyi yanılma payı dahi olmadan teyid ettirmekten geçmektedir.

Tecrübelerimize istinaden yaptğımız araştırmalarda, üreticilerin büyük bir kısmı''Rodaj süresi artık eskilerde kalmış bir konu'' olduğu tarafımıza defaatlerce belirtilmiştir.Ancak bu süre otobüs ve kamyon grubunda her ihtimalin, göz önünde bulundurulması ile birlikte maksimum 5.000 kilometreye kadar bir süre ile sınırlandırılmıştır.

Rodaj konusunu gündemine alarak kulaktan dolma bilgilerle bizlere eleştiri getirme gayretleri olanlara aşağıdaki paylaşımı takdim ederiz.





Konu ile ilgili ilerleyen günlerde,daha detaylı ve teknik bir analizi sizlerle tekrar paylaşana kadar şimdilik bu başıkta esen kalın

-Not ; Konu içerisinde yakıt konusunda rüştünü ispat edebilmiş ve belgelendirmiş bir marka daha bulunmaktadır.

http://magazinulasim.com/Konu-travego-ma...rmasi.html

Sayın Kemal Türkmen

Verdiğiniz değerli bilgiler için teşekkürler. Devamını da dilerim(z).

Aracı kullananın verdiği bilgiler çok önemlidir. Söz ettiğiniz yolda zorlayıcı hiç bir faktör yok. Hadi otomatik için 3 litre düşseniz. 25'e gelir. Ek olarak kullandığınız süit aracın sürekli dolu gidip geldiğini de düşünürsek yakıtı artıran bir faktör olarak düşünülebilir. Dolayısıyla aslında yakıtı çok iddialı olan travego'ya yaklaşır. Bu arada kişisel deneyimlerle sınırlı olmakla beraber yeni travego'nun 22-23 bandında yaktığını duyuyorum, bu da tourismo'nun 22 yaktığı yerde normaldir.