Cevapla 
 
Değerlendir:
  • 1 Oy - 5 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Ulaşım Dünyası Günün konusu...
03/04/2008, 08:52 PM
Mesaj: #7
Re: Günün konusu...
yukarıda yazılanları görünce düşündüm bu sektörden yaşlaşık 700.000 kişi ekmek yiyor burda yazılanları okuyunca Elazığ Ses Turizm aklıma geldi rüya gibi başlangıç yaptılar hepimizin bildiği gibi Ulusoydan neoplan alrak bu işe başladılar ama işler umdukları gibi gitmedi sonları çok hazin oldu şimdi arabalar hacizli vaziyette benzinlikte ve otobüs parkında bekliyor tabi bi kaç firma dolaştıktan sonra
Alıntı Yaparak Cevapla
21/04/2008, 07:10 AM
Mesaj: #8
Re: Günün konusu...
Geçenlerde İstanbul Yolu?ndan bindiğim Magirus marka minibüsle Rüzgarlı Sokak yönüne giderken minibüsün markası ve son durağı bana hemen ?Gazanfer Bilge? otobüslerini çağrıştırdı.

Rüzgarlı Sokak 1960?lı yıllardan AŞOT yani eski Ankara Otobüs Terminali açılana dek Gazanfer Bilge otobüslerinin terminalinin bulunduğu sokaktı.Hatta halen bile boş duran ve otopark olarak işletilen bir arsaya ?acaba burası mıydı ki?? diye her geçişimde bakarım.Gazanfer Bilge?nin pırıl pırıl Magirus?ları İstanbul Yolu?ndan direkt olarak Ulus istikametine yönlenir ve Rüzgarlı Sokak?taki kendilerine mahsus terminallerinde yolcularını indirirdi.

Gazanfer Bilge Türkiye?de otobüs işletmeciliğinden keyfi hareketi defederek disiplini getiren ve otobüs işletmeciliğinin temel taşlarını yerlerine oturtan bir firmadır.Kısaca bunlara göz atalım isterseniz.

Gazanfer Bilge otobüsleri dış görünüm olarak tek tip boyalı olmasalar bile belli standartları yakalamışlardı.Bu gün bile pek çok otobüs firması tarafından kullanılan italik uçan yazı stili ile aracın ön,arka ve yanlarına yazılmış Gazanfer Bilge yazıları ve ön tekerlek hizasına çizilen güreşçi figürü amblemi ile bütün otobüslerde standart yakalanmıştı.Hatta bu yazıları Kadıköy?de Sedat adında bir tabelacı yazardı.Çünkü amblem altında dikkatli baktığınızda onun da küçücük imzasını fark edebilirdiniz.

Getirdiği en büyük hizmet ise otobüslerinin tam vaktinde hareket ettirilmesidir.Çünkü bu konu halen bile pek çok firmada tartışmalıdır.Hele ki 60?lı yıllarda kamyondan bozma otobüslerle bilette yazan saatte hareket edebilmek mümkün değildir.En az bir saat ,hatta duruma göre daha fazla rötarlar yolcular tarafından değilse bile firmalarca çok normal kabul edilirdi.Gazanfer Bilge önceleri her saat başı hareket eden İstanbul-Ankara otobüsleri ile daha sonraları yarım saatte ve firmanın altın çağlarında neredeyse on beş dakikada bir ve tam zamanında hareket ederek bu gün bile kırılamayacak rekorlara imza atmıştır.

Altın çağlarında neredeyse üç yüze yakın mevcuttaki otobüs filosunu sürekli yeni ve tertemiz otobüslerden oluşturması sayesinde yolda kalarak yolcuya eziyet etme devrinin de kapanmasını sağlamıştır.Şimdilerde artık unutulmaya yüz tutan eskilerin belası lastik patlaması sonucu yolda kalma hadisesi bile otobüslerin yeni oluşları dolayısıyla kısmen de olsa bertaraf edilmiştir.

O yıllarda İstanbul-Ankara yolculukları için en tercih edilen firmaydı.Çünkü Avrupa yakasından hareket eden firmalar Aksaray-Laleli-Sirkeci yazıhanelerinden yolcu toplamayı müteakip arabalı vapur kuyruğuna girdiklerinden en az iki-üç saat vakit kaybederlerdi.Bundan dolayı Anadolu yakasından hareket eden otobüsleri tercih eden bir kitle vardı.Buna bir de ucuzluk faktörü eklenince yolcunun tercihi otomatik olarak Gazanfer Bilge oluyordu. Dolayısıyla Ankara?ya gitmek üzere gerek vapur,gerek dolmuş motoru ve gerekse de arabalı vapurla Anadolu yakasına inen yolcular iskelelerde Gazanfer Bilge firması elemanlarınca karşılanır,bavulları ve yükleri bu elemanlarca yazıhaneye kadar taşınır, ucuz ve rahat bir yolculuk için bütün şartlar yerine getirilirdi.

Şimdilerde kapatılsın mı,kaldırılsın mı tartışmaları yapılan Harem Otogarı?nı ilk keşfeden de Gazanfer Bilge?dir.Buraya yaptığı kendi garajı daha sonradan diğer firmaların da ondan görerek Harem?i tercih etmesi üzerine otogara dahil olmuştu.Avrupa yakasına geçmediği için o yıllarda eleştiriler almasına karşılık aslında nispeten İstanbul-Ankara arasını kısaltması dolayısıyla ve ilk ekspres tek molalı otobüsleriyle bu günkü non-stop servislerin bile öncüsü olmuştur.

Biletlerinin üzerinde ?Emniyet,konfor,ucuzluk? firmanın ana prensipleri olarak belirtilmişti.Gerçekten de çok tecrübeli seçme şoförleriyle emniyetin,yepyeni otobüsleriyle ve otobüs içi ikramlarla konforun ve sürekli rekabet anlayışıyla emsallerinden daima ucuz fiyata sattıkları biletlerle de ucuzluğun lideri olmuşlardı.

Otobüslerde su ikramının,Düzce Olimpiyat Restoran gibi kendine has mola yerlerinin de öncüsü yine Gazanfer Bilge?dir.Gece yolculuklarını ön plana çıkararak yolcuya gece yolculuklarından istifade ile zaman kazanmayı öğreten yine Gazanfer Bilge?dir.

Bu pastayı fark eden Gülhan Turizm ve Atan Kardeşler de Kadıköy gurubu otobüslerine dahil olunca ?Üç silahşörler? tabir edilen firma gurubu ortaya çıktı.Aradaki ilk başlardaki tatlı rekabet yine Gazanfer Bilge?nin önderliğinde uzun yıllar devam etti.

Daha sonra Gazanfer Bilge şahıs olarak bu işi tamamen bıraktı.Hatta bir röportajında Harem?i kendisinin kurduğunu ancak daha sonra otogara dönüşmesi sonucu giriş-çıkışa para ödediği için kızdığından dolayı otobüscülüğü bıraktığını da söylemiştir.

Gazanfer Bilge?nin şahıs olarak işi bırakmasından sonra yazıhaneler bir süre daha çalıştı.Hatta Gazanfer Bilge 1980 li yılların başında Topkapı Trakya Otogarı?nda bile Dağıstanlı yazıhanesinde görüldü.Onbeş dakikada bir hareket eden Magirus?lar yerlerini gecede bir ya da iki sefer yapan eski O302 lere bırakmıştı.Neticede bir gün Ankara AŞOT 6 numaralı perondaki Gazanfer Bilge yazıları da mavi ispirto ile silinerek yerlerini bambaşka firmalara bırakmıştı.

İşte hatırlayabildiğim ve dilimin döndüğünce anlatabildiğim kadarıyla bir firmanın genel özellikleri böyleydi.Gerçekten de Gazanfer Bilge özellikle güreş sporunda ve uğraştığı pek çok konuda olduğu gibi otobüs işletmeciliğinde de güç ile zekayı birleştirerek kesin başarıyı yakalamış bir insandı.

Üzücü haberi dün aldık.Hatta "nostaljik otobüsler" başlığımıza bu konuyu ekledim.Gazanfer Bilge otobüs işini bıraktıktan sonra kendini verdiği eğitim ve hayır işlerinden de kopmuştu.Yakalandığı amansız hastalığa yenik düşmüştü.

Türkiye?nin başı sağolsun.Allah (cc) rahmet eylesin.

Herkese Selamlar...

Sitede yayımlanan fotoğrafların her türlü hakkı sitemiz ve yazarlarımıza aittir.İzinsiz Kullanılması ve Çoğaltılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
magazinulasim@yahoo.com
Tüm Mesajlarını Bul
Alıntı Yaparak Cevapla
09/06/2008, 05:45 PM
Mesaj: #9
Re: Günün konusu...
Uykulu Molalarımızın yıllardan bugüne hiç değişmeyen tek dostları vardır.Birisi çaylar birisi ise otobüslerdir.Günümüzde artık,eskilere nazaran yolculuklarımızı artık daha sakin ve huzurlu bri ortamda yapmaktayız.En azından duman altı olmamış bir ortamda...Tabi kimisi uyuyarak,kimisi ise başını cama yaslayarak düşlere dalar kimisi ise çay ve sigara tiryakisi olduğu için mola yerine kadar,sattler ve dakikalar sayar...


Keyif yapmak isteyenlerin haffi dalmış gözleri ile yorgun hali ile muaivinin ''sayın yolcularımız, otobüsümüz bolu ve ya afyon tesislerinde 25 dakika..." diyerek başladığı, anonsu ile bir anda herkez sanki içine zorla tıkıldığını hissettiği,otobüs'den inmeye başlar adeta,kimisi sigarasını yakarak etrafına gülücükler atar,kimisi ise gerinerek yüzünü gözünü oğuşturur,kimisi ise soluğu lavabo da alır,kimsisi ise çay ve sigarası ile molanın tadını çıkarmaya bakar.Bazıları ise uyanıklık yaparak şöförle kurmuş olduğu muhabbeti,bir yemek masasıdna gülerek kahkalarla geçrimeye çalışır.Tabi oranın bir de müdavimleri vardır,mola yerine geldiklerinde adeta bir çocuk gibi,sokak'dan kirlenip gelmişçesine yıkanırlar,kimi zaman haşmetleri ile çıkardıkları ''ventil sesleri'' ile,büyük beğeni toplarlar.Kısacası Böyle bir molayı klavyem yettiği kadar,üstadlarım gibi yazabildiysem,fotoğraf makinemle de anlatabildiysem ne mutlu bana.

Boeing Airbus bu mutluluğu veremez,Malasef Travego Setra bilumum ne varsa bunlar ile yapılan
yolculuklar,kurulan dostluklar hiçbirşeye değişilmez bizim için.


[Resim: dsc06980qp2.jpg]

© Copyright 2006 Magazinulasim.com ve haber.magazinualsim.com tüm hakları saklıdır.Yayımlanan haber makale ve fotoğrafların her türlü hakkı sitemiz ve yazarlarımıza aittir. İzinsiz kullanılması ve çoğaltılması 5846 sayılı ''Fikir ve Sanat Eserleri Yasası'' kanuna göre suçtur.
http://haber.magazinulasim.com/
http://www.facebook.com/magazinulasimcom
http://www.instagram.com/magazinulasim/
http://www.twitter.com/magazinulasim
https://www.youtube.com/@MagazinulasimTV
Tüm Mesajlarını Bul
Alıntı Yaparak Cevapla
10/06/2008, 08:24 PM
Mesaj: #10
Re: Günün konusu...
Fatih üstadın yukarıdaki yazısındaki değindiği hususlara katılmamak elde değil.Çok anlamlı bir yazı olmuş.

Benim aklıma takılan konu ise daha farklı.Otogarlarda önümüzdeki günlerde çeşitlilik iyice artacağa benziyor.Metro,Nilüfer,Ulusoy ve Varan?da da filo yenileme hazırlıkları olduğu haberleri geldi.

Sitemize de yeni 431 DT ile ilgili resimler gelmeye başladı bile.İlk resimleri Anadolu Seyahat firmasından yakaladık.

Görünen o ki yaz sezonuyla birlikte önümüzdeki günlerde bu otobüslerin sayısı hızla artacak.Yeni bir çift katlı furyası geliyor demeye dilim varmıyor.Sebebi ise bu ülkenin daha önceden yaşadığı çift katlı furyasının hezimetle sonuçlanması.İnşallah bu defa aynı son olmaz.

Forum içerisinde ve muhtelif sitelerde defalarca yazıp tartıştık.Bu çeşitlilik yolcuya yaramaz.Çünkü firmalar bu otobüslerin maliyetlerini sadece ve sadece bilet fiyatlarını artırarak yolcudan çıkarabilirler.Pahalı bilet de yolcuyu kaçırır.

Firmalara da yaramaz.Ola ki çift katlılar tuttu.Bir ay önce dünya borcun altına girerek Travego 17 yi perona çeken firma ne yapsın.Elindeki arabalar artık eskisi gibi değil.Plaka takıldıktan sonra zararına satılabilirse satılıyor.Onu da alan cesarette yiğit olursa. Mecburen elindeki ile idare edecek.

Ben de babadan kalma mesleği eski de olsa,ara saatte de çalışsa bir arabam olsun da yine de bu işi sürdüreyim diyerek umudunu pis ama ucuz kaçak mazota bağlayan bireyselci ne yapsın.Mecburen her türlü darbeyi yiyerek devam edecek.Allah işlerini rast getirsin.

Tekelci üreticiler de bu işlerden rahatsız aslında.Starliner?ler fos çıktı.İlk günlerindeki popülaritesi yok.

Fortuna?lara ne el ne ayak giriyor.Yolda en ufak arızasında müdahele edebilmek bir o kadar zor.Belediyeler de almasa MAN otobüslerinde satışlar zayıf.Neoplan da umulan talebi görmedi.

Travego?yu o kadar pahalı satmaya uğraşınca satışların umdukları gibi olmadığını görerek daha ucuzu Tourismo?yu pazarlamaya uğraşan Mercedes?te de durum aynı.Hele 15 lik Tourismo?ların motorlarından kaptanlar pek de memnun değil.Peronda anlamayan yolcuyu avlayabilir ama.

Setra satışları da umulanı yakalayamazsa makyajlanmış yeni bir eski model her an çıkabilir.

İşte başlangıçta belirttiğim kafama takılan konu burada yatıyor.Sonuç nereye gidecek?Bu kadar çeşitliliği bu motorin fiyatları ve bu maliyetlerle bu firmalar sırtlanabilecekler mi?Trakya gibi kısa mesafelerde durum ne olur?İstanbul?dan Van,Diyarbakır,Siirt,Erzurum,Trabzon,Rize ya da Artvin gibi çok uzun mesafelere çalışanlara ne etkisi olur? Bunları hep zaman gösterecek.Ama neticesinde olan tabii ki yine küçük sermayelerle bu işlerle uğraşanlara olacak .

Haydi sesli düşünelim bakalım,fikirlerinizi,düşüncelerinizi bekliyorum.

Herkese selamlar...

Herkese Selamlar...

Sitede yayımlanan fotoğrafların her türlü hakkı sitemiz ve yazarlarımıza aittir.İzinsiz Kullanılması ve Çoğaltılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
magazinulasim@yahoo.com
Tüm Mesajlarını Bul
Alıntı Yaparak Cevapla
10/06/2008, 09:40 PM
Mesaj: #11
Re: Günün konusu...
Alıntı:İşte başlangıçta belirttiğim kafama takılan konu burada yatıyor.Sonuç nereye gidecek?Bu kadar çeşitliliği bu motorin fiyatları ve bu maliyetlerle bu firmalar sırtlanabilecekler mi?Trakya gibi kısa mesafelerde durum ne olur?İstanbul?dan Van,Diyarbakır,Siirt,Erzurum,Trabzon,Rize ya da Artvin gibi çok uzun mesafelere çalışanlara ne etkisi olur? Bunları hep zaman gösterecek.Ama neticesinde olan tabii ki yine küçük sermayelerle bu işlerle uğraşanlara olacak .

Gelecekte otobüs sektörünü bekleyen tehlike havayolu ve demiryolunun daha etkin bir hale gelmesidir. Uçak biletlerinin ucuzlaması ve hızlı trenin kullanılmaya başlanmasıyla kendi aralarında ki rekabet anlamsız hale gelecektir. Kısa mesafede otobüs taşımacılığı yapan firmaların çok fazla etkileneceğini sanmıyorum ama uzun mesafeda çalışan firmaları bugünkünden daha zor günler bekleyeceği kesin. Benim nacizane fikrim, büyük firmaların yeni otobüslere yatırım yapmaktansa havayolu şirketi altyapısı kurmalarıdır. Varan Turizm'in böyle bir çalışması vardı. Şu anda devletin tekelinde bulunan demiryolları ileride özelleştirilirse orayada yatırım yapılabilir. Özetlemem gerekirse otobüs sektörünün geleceği karanlık. Bu yüzden uzun vadeli düşünüp geleceğin planlarını şimdiden yapmaları gerekir.
Tüm Mesajlarını Bul
Alıntı Yaparak Cevapla
15/06/2008, 03:49 PM
Mesaj: #12
Re: Günün konusu...
Biraz geç de olsa benim şahsi düşüncem artan maliyetler sürekli çıkan yeni modeller karşısında başta bireyselciler olmak üzere orta ve küçük ölçekli tabir edebileceğimiz firmaların kurtuluşunun yolu kooperatifleşmektir.Ortalama 100 bin nüfuslu bir kentin 3-4 firması olacağına tek bir firma olsun Türkiye'nin her tarafına seferin olsun.Yoksa şartlar altında ezilmeye mahkumsun.Bir de devamlı yeni model yeni model bu işin sonu nereye varacak böyle?Tüketen bir ülke miyiz yoksa otobüs üreticileri tarafından tükettirilmeye zorlanıyor muyuz?Örnek vermek gerekirse 2006 Model Travego bile büyük firmalarda ana sefer alamaz duruma geldi.Geçenlerde 2004 Model 403 gördüm gıcır gıcır ilk günkü gibi ama büyük firmaların çoğunda çalıştırmazlar çalışsa bile eğer borcu filan yoksa maliyetine çalışır pek para kazandırmaz.Yurtdışında ne otobüsler var hala çalışyorlar ki sitemizde de resimleri var Turist getiren Tur otobüsleri bölümünde.Bunları görünce diyorum ki biz çok zengin bir toplum muyuz ki devamlı en yenisine sahip olmaya çalışıyoruz.Ya da çalıştırılıyoruz.Ne otobüslerimiz var çok rahat şehirlerarası yolcu taşımacılığı yapabilecek durumdaken tabiri caizse 6 ay çalışıp 6 ay yatar durumda.Ha bunları yazarken yeni modele karşı olduğum düşünülmesin.Yeni model elbette olmalı ama bu işi yapan kesim de bu işten para kazanabilmeli Devamlı model yeniliyecem diye borcun altında ezilmemeli.En başta da yazdığım gibi bu gibi durumlarla mücadele edebilmeleri için şahsi görüşüm orta ve küçük ölçekli firmalar kooperatifleşmeye mecburlar yoksa birer birer iflas edecekler.
Tüm Mesajlarını Bul
Alıntı Yaparak Cevapla
« Önceki | Sonraki »
Cevapla 


Forum'a Git:


Konuyu görüntüleyenler: 4 Misafir

İletişim | MagazinUlasim.Com | Yukarıya dön | İçeriğe Dön | Hafif Sürüm | RSS