Ulaşım Dünyası Günün konusu...
|
15/06/2008, 05:10 PM
Mesaj: #13
|
|||
|
|||
Re: Günün konusu...
Aslında konuya bugünlerde tersinden bakmaya başladım.
Söyledikleriniz ekatılmamak elde değil.Fakat bugünlerde Uçakalrın iç hat uçuşlarında,yeterli olmamaları,ülkemizinde içinde bulunduğu ekonomik koşulları göz önüne aldığımızda,uçak yolculuğuna yönelen tüketicinin tekrar otobüslere yönelmesi,kurumsal firmaların ise kapasite oranlarını %70 ile %80 arasındaki oranlara yükseltmesi,sektörü az da olsa hareketlendirmiştir. Bakın 2006'dan bugüne kadar pek fazla yatırım yapılmıyordu,yapılsada tek tük,fiyat maliyeti düşük olan araçlar filoya dahil ediliyordu.Bence bu süreç biraz olumlu.Bunda da tabi Toder gibi derneklerinde katkısı yok değil.Ulusoyun yapmış olduğu hamleler buna örnek,yani bireyselciye hatları ile eski arabaları satarak,ardından yeni bir araç için teşviklerde bulunması bir umudun var olduğunu gösteriyor.Tabi şimdilik... © Copyright 2006 Magazinulasim.com ve haber.magazinualsim.com tüm hakları saklıdır.Yayımlanan haber makale ve fotoğrafların her türlü hakkı sitemiz ve yazarlarımıza aittir. İzinsiz kullanılması ve çoğaltılması 5846 sayılı ''Fikir ve Sanat Eserleri Yasası'' kanuna göre suçtur. http://haber.magazinulasim.com/ http://www.facebook.com/magazinulasimcom http://www.instagram.com/magazinulasim/ http://www.twitter.com/magazinulasim https://www.youtube.com/@MagazinulasimTV |
|||
15/06/2008, 08:53 PM
Mesaj: #14
|
|||
|
|||
Re: Ulaşım Dünyası Günün konusu...
Ya, otobüs ulaşımında sorunun ne olduğu belli: deniz bitti.
Senelerdir, nispeten küçük bir otobüsçüler grubu, Türkiye'nin ulaşımının çok büyük bir kısmını sırtlanmıştı. Az firma ve otobüs olması, rekabeti azaltıyor, bu da yolcunun seçim şansını azaltıyordu. Bu da firmaların, otobüsçülerin, istedikleri gibi at koşturmaları anlamına geliyordu. Daha da önemlisi, zaten talep (yolcu sayısı), arzı (otobüs sayısı) rahatça karşıladığı, ve otobüsçüler arasındaki rekabet de bugünkü kadar kızgın olmadığından, pazara yeni bir model girmesi gibi bir ihtiyaç da yoktu. Çünkü yolcunun zaten seçme şansı yoktu, ve otobüsçülerin de rekabet etmeye ihtiyacı yoktu. Yani otobüsçüler, O302 ile gayet mutluydular. Ve Mercedes de bu işten pek memnundu; senelerce, yeni model geliştirme maliyetine girmeden, aynı model otobüsü satıp durdular. O302, bir nevi Şahin-Doğan gibi, hem üreticisine hem de otobüsçülere, müthiş kârlar sağladı. Daha sonraki senelerde, leasing..vs faktörler, sektörün cazibesini gören kitleler ile, otobüs sayısı bir anda arttı. Bu arada, yolcuların ulaşım alternatifleri de arttı: trenler artık komünist düzenin temsilcisi, sadece en garibanların ulaşım aracı olmaktan çıktı. Uçak sefer adetleri de müthiş bir artış gösterdi. Üstelik, ekonomik uçuş vaadeden yeni ufak firmaların türemesi, havayolu biletlerinin fiyatlarının hızla düşmesini sağladı. Mercedes'in yeni modeller sürmesinin sebebi, firmaların arasındaki kıyasıya rekabet değildir bence. Eğer Mercedes bugün hala sektörde tekel olsaydı (Setra, MAN ve temSA pazarda olmasalardı) Mercedes pekala o302 de üretebilirdi. Mercedes'i yeni model üretmeye zorlayan, rakiplerinin armut toplamaması ve yeni modelleri peşpeşe çıkartmaları oldu. Genel olarak Mercedes, otobüçüleri "yeni model satın almaya zorlamakla" suçlanıyor çoğu yerde. Bana göre bu çok absürd bir düşünce.. Şöyle düşünün, bir mahalledeki genç erkekler, aynı mahalledeki genç kızları etkilemek için, son model cep telefonları alıp duruyorlar. Aksi gibi, üreticiler de her ay yeni model telefonlar çıkarıp duruyorlar. Şimdi mahalledeki gençler de telefon üreticilerinden şikayet ediyorlar, "abi her ay yeni model çıkıyor, iliğimiz kurudu" diye. Oysa şikayet etmeleri gereken şey, mahalledeki kız sayısının erkek sayısına göre çok az oluşu, bunun da erkeklerin, ceplerindeki son kuruşa kadar herşeylerini yeni telefonlara yatırmaları Kimse çıkıp da "ben bu mahallenin kızları yüzünden telefon üreticilerine para yedirtmem" diyip de, başka mahalleye taşınmazsa, sonunda o mahallede birileri bekar kalacak demektir. Şimdi bundan dolayı telefon üreticilerini suçlamanın anlamı nedir yani. Adamlar napsın, talep varsa tabii ki yeni model çıkarırlar. Ticaretin kuralıdır bu İşte, bence Türkiye'de batan otobüs firmalarının, ve sefere çıkmak için sıra bulamayan 2006 Travego'ların özeti budur. Bundan sonra, sektörün dengeleri oturana kadar, maalesef küçük firmalar bir bir kapanmaya, ya da farklı faaliyet alanlarına geçmeye devam edecekler. Birseysel otobüsçülük bence şekil değiştirdi... Bunun en iyi örneği de, belki Metro Turizm'dir. Metro'da çalışanlar için şartların ne kadar ağır olduğu malumunuz. Ancak yine de, bu firmada on, yirmi hatta otuz otobüsü olan bir grup insan, bu işin kaymağını yemeye devam ediyor. : ) Bana göre, yeni gelen S431'ler de, bugünün acımasız rekabet koşullarında, can çekişen birkaç rakibe son tekmeyi vurmaktan başka bir işe yaramayacaktır. Bugün ülkemizdeki otobüs sektörünü geliştirmenin tek yolu, topraklarımızı genişletip yeni hatlar açılmasını sağlamaktır Eh, bu da pek mümkün olmadığına göre, artık bazı otobüsçülerin biraz yavaşlayıp "artık bu iş gerçekten karlılığını yitirdi mi" diye kendi kendilerine sormaları gerekir. |
|||
15/06/2008, 11:17 PM
Mesaj: #15
|
|||
|
|||
Re: Ulaşım Dünyası Günün konusu...
Alıntı:Bugün ülkemizdeki otobüs sektörünü geliştirmenin tek yolu, topraklarımızı genişletip yeni hatlar açılmasını sağlamaktır.. Bu başlığı şimdi başından sonuna kadar okudum..Malum sektörün içler acısı halini anlatan, üstadların güzel yazıları...Tam moralim iyice bozulmuşken Kerem kardeşin yazısının sonundaki şu nükteli cümlesi beni baya güldürdü.. Evet yine kendi ifadesiyle "denizin bittiğini" bu cümle ile pek de güzel özetlemiş.. Benim de aklıma; bu gerçekten hareketle, daha doğrusu bu gerçeğin farkına erken varıp dışarıya açılan firmalarımız geldi...Yani onlar siyasi olarak olmasa da açtıkları hatlar bakımından topraklarımızı baya bi genişletmiş, hatta yavaş yavaş bizim otobüsçülük kültürümüzü de başka ülkelere taşıyorlar (mış).. Yani bu iş burada, bu şartlarda, buraya kadar galiba...Neyse sen çok yaşa Kerem kardeş.. Son olarak mazot fiyatlarının artışı ile ilgili nükteli bir haberi de paylaşayım.. "Eşek Fiyatları Tavan Yaptı" http://www.sondakika.com/haber-mazota-ge...ina-tavan/ © Copyrigth 2006 haber.magazinulasim.com tüm hakları saklıdır.Yayımlanan haber makale ve fotoğrafların her türlü hakkı sitemiz ve yazarlarımıza aittir. İzinsiz kullanılması ve çoğaltılması 5846 sayılı ?Fikir ve Sanat Eserleri Yasası? kanuna göre suçtur. http://haber.magazinulasim.com/ http://www.facebook.com/magazinulasimcom http://www.instagram.com/magazinulasim/ http://www.twitter.com/magazinulasim https://m.youtube.com/c/MagazinulaşımTV |
|||
16/06/2008, 10:05 AM
Mesaj: #16
|
|||
|
|||
Re: Ulaşım Dünyası Günün konusu...
Alıntı:Bundan sonra, sektörün dengeleri oturana kadar, maalesef küçük firmalar bir bir kapanmaya, ya da farklı faaliyet alanlarına geçmeye devam edecekler. Avrupada bildiğim kadarı ile bir çok,bireysel işletmeci olan otobüsçüler şirket kurarak,bazı firmaların içerisinde çalışmaktadırlar.Türkiyede ki tek sorun kurumsallaşamamalarıdır. © Copyright 2006 Magazinulasim.com ve haber.magazinualsim.com tüm hakları saklıdır.Yayımlanan haber makale ve fotoğrafların her türlü hakkı sitemiz ve yazarlarımıza aittir. İzinsiz kullanılması ve çoğaltılması 5846 sayılı ''Fikir ve Sanat Eserleri Yasası'' kanuna göre suçtur. http://haber.magazinulasim.com/ http://www.facebook.com/magazinulasimcom http://www.instagram.com/magazinulasim/ http://www.twitter.com/magazinulasim https://www.youtube.com/@MagazinulasimTV |
|||
10/07/2008, 10:21 AM
Mesaj: #17
|
|||
|
|||
Re: Ulaşım Dünyası Günün konusu...
Önceleri insanlar arasında iletişim bu derece güçlü değildi.Gazeteler , dergiler,devlet radyo ve televizyonu sadece magazin ve spor üzerine konular bulup haber yaparlardı.Bu haberler de genellikle futbol üzerine olurdu.
60 ve 70 li yıllarda insanların hayatlarında kitap ve dergiler büyük rol oynardı.60 lı yıllarda yerli dergiler Hayat ve Ses dergileri ile Doğan Kardeş çocuk dergisinden ibaretti desek fazla abartmış olmayız herhalde. Beyazıt'taki Sahaflar Çarşısı gibi yerlerde ise pek çok değişik hobilerin konu yapıldığı okunmuş eski yabancı aylık-haftalık dergiler olurdu.Çok ucuza temin edilebilen bu dergilerde otomobillere ait tanıtımlar,motorlarla ilgili teknik bilgiler,diğer makineler yani mesela mekanik kol saatleri gibi ve hatta buzdolabı,dikiş makinesi gibi makineler,marangozluk ve kaynakçılıkla ilgili bilgiler,basit sıhhi tesisat ve elektrik onarımları gibi kimsenin aklına hayaline gelmeyecek ama herkese de ilginç gelebilecek konulara yer verilirdi. 1970 li yıllarda TÜBİTAK tarafından çıkarılmaya başlanan "Bilim ve Teknik" adlı dergi önceleri yukarıda bahsettiğim zamanındaki popüler yabancı hobi dergileri olan Fransız Science et Vie,Alman Hobby,Amerikan Popular Mechanics gibi dergilerden alıntı yaparak insanların aslında ilgilendikleri ama zayıf medya neticesinde gündeme getiremedikleri bazı ilginç konuları bulup tercüme ederek toplumun bakış açılarını genişletti.Daha sonra ise yerli yazarlarımız tarafından da insanların ilgi duydukları konulara değinilerek hobinin sadece futboldan ibaret olmadığı,pek çok değişik konudan da insanların keyif alabileceği ortaya çıktı.Ve bu dergi bazı konuları kabak tadı verse de neredeyse 80 li yılların sonuna kadar da bu görevini çok güzel bir şekilde sürdürdü. 90 lardaki yerli otomobil üreticilerin üretim atakları,geniş kredi imkanlarının sunulması ve ekonomideki nispeten olumlu gelişmeler sonucu hobi işine otomobil dergileri dahil oldu.Hatta piyasada dolaşan yerli otomobillerin büyük kısımının 91-94 model olması da bu yıllardaki otomobil satışlarının bir göstergesidir.Gerçi Tansu Çiller'in 4 Nisan 1994 kararlarının ardından ekonomi ile birlikte bu otomobilleri kredi çekerek almak durumunda kalanların rezil-rüsva olması da apayrı bir konudur ama o konuya girmeyeceğiz.Otomobillerle ilgili çok yüzeysel bilgilerin ve fiyatlarının sunulduğu bu içeriksiz dergilerin bir kısmı bu güne kadar geldiler.Ama bizim otobüslerle ilgili bu dergilerde bir satır bile düzgün bir bilgi,yazı çıkmadı. Yine 90 lı yıllarda özel televizyonların ortaya çıkması,özel radyoların kurulması,pek çok yeni gazete ve derginin piyasaya çıkması da kısmen de olsa hobi konularına girişler yaptı.Pul biriktirme gibi,para kolleksiyonu gibi harcı-alem konulara ilaveten sporda da futboldan başka branşların bulunduğunun farkına varmış olduk. Ben şahsım adına yıllarca gazetede,dergide,televizyonda otobüsle ilgili haber bekledim.İlk zamanlar çok nadir olarak gazetelere verilen Magirus,MAN ve Mercedes otobüs reklamlarını kesip biriktirdim.Ama başka bir haber de çıkmadı.Bindiğim otobüslerin biletlerini saklamaya uğraştım,pek çoğu kaybolup gitti.Arkadaşlarımla otobüs konusunu konuşmaya çalıştım.Pek kimseye cazip gelmedi.Ne zaman ki akrabalarımdan otobüs alan birisi oldu kısmen rahatladım.Ancak itiraf edeyim onlar da benim hoşlandığım taraflarından ziyade bu işin getiri yönüne yöneldiler.Yani otobüs onlar için bizlerin forumlarda tartıştığımız tipte bir eğlence değil sadece para kazanmak için bir araçtı. Yaklaşık 10 yıldır otobüs firmaları da yolcuya yönelik dergiler çıkarıyorlar.Bu dergiler ilk çıktığında otobüse bindiğimde içinde otobüslerle ilgili dolu dolu bilgiler,konular bulacağımı sanmıştım.Ama yanılmışım.Klasik yabancı taklidi yarı magazin yarı tüketim pompası boş bilgilerle dolu içerikleri hala da devam ediyor sanırım. İşte internetin önemi burada bir kez daha ön plana çıkıyor.Şu siteye pek çok otobüs hastası günde bir kaç defa neler gelmiş,ne olmuş,kim ne yazmış,yeni modellerin resmi var mı,acaba bu iki model arası farklılık ne,eski otobüslerde şu nasıldı gibi sorularına cevap aramak için giriyor.Paylaşacağı,hoşuna giden bir resim, yazı,anı varsa yazıyor,gönderiyor.Gelen resimlerde kendini mutlu eden bir şeyler bulup avunuyor.Bilemediklerini bilenlere soruyor.Bildiklerini de diğer meraklılara açıklıyor.Kimse kimseden hiç bir şeyi kıskanmıyor. O yüzdendir ki bu sitelerimize sahip çıkalım.Saçma sapan tartışmalarla,kopyalanmış resimlerle,başkalarının belge ve bilgileriyle bu sitelerimizi harcamayalım.Kısır çekişmelerden,boş iddialardan,yalandan,kişi ya da firmaları karalamaktan uzak duralım.Yakaladığımız güzel seviyeyi muhafaza edelim ki yukarıda değindiğim gibi her gün merakla ne olmuş diye bakabilelim. Bu siteler hepimizin.Yukarıda yaklaşık 40 yıllık geçmişini verdiğim ve son bir kaç yıldır ancak kavuşabildiğimiz bu merakımızı yeniden tarihe gömmeyelim. Herkese selamlar... Herkese Selamlar... Sitede yayımlanan fotoğrafların her türlü hakkı sitemiz ve yazarlarımıza aittir.İzinsiz Kullanılması ve Çoğaltılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. magazinulasim@yahoo.com |
|||
07/08/2008, 05:00 PM
Mesaj: #18
|
|||
|
|||
Re: Ulaşım Dünyası Günün konusu...
Son bir gelişme.
Sanırım sektörde yine çalkalanmalar olacak yatırmlar yine duracak gibi.bağlantıda yayınladığım habere binayen Kamil Koç,Nilüfer,Hakiki Koç,Çağlar,Soma seyahat gibi firmalar acaba nasıl bir yol izleyecek merak konusu. <!-- l --><a class="postlink-local" href="http://www.magazinulasim.com/viewtopic.php?f=29&t=239&p=9203#p9203">viewtopic.php?f=29&t=239&p=9203#p9203</a><!-- l --> © Copyright 2006 Magazinulasim.com ve haber.magazinualsim.com tüm hakları saklıdır.Yayımlanan haber makale ve fotoğrafların her türlü hakkı sitemiz ve yazarlarımıza aittir. İzinsiz kullanılması ve çoğaltılması 5846 sayılı ''Fikir ve Sanat Eserleri Yasası'' kanuna göre suçtur. http://haber.magazinulasim.com/ http://www.facebook.com/magazinulasimcom http://www.instagram.com/magazinulasim/ http://www.twitter.com/magazinulasim https://www.youtube.com/@MagazinulasimTV |
|||
|
Konuyu görüntüleyenler: 2 Misafir