Bu otobüsü bilmem ama 95 yada 96 İzmir fuarında yuvarlak hatlı iveco yarı otomatik bir otobüs vardı bendede resmi var ma nerelere bulmak lazım birde yine kırmızı bir dingilli iveco hatırlıyorum sanırsam 98 fuarında yanılmıyorsam araç Çorum firmalarının birinde (Hattusaş veya Özler) çalıştı diye hatırlıyorum tabi oyıllarda böyle internet ortamları olmadığından belgeleme şansım çok zor. Resimdeki otobüse gelince halis muhlis Bursa işi. Klasik Bursa işi özelliklerini taşıyor sadece tek olması biraz farklı kılıyor o kadar.
Eskiden kamyondan bozma otobüsler vardı diye hep anlatıp duruyoruz ya, aslında bunların kendilerine göre karakterleri vardı.Öyle ki ana hatlarıyla belli bir markanın taklidi bile olsalar bu otobüsü çatan ustanın liderliğinde atelyenin ve bu atelyedeki ekibin yaratıcılığını,fikirlerini ve görüşlerini de yansıtırdı bu otobüsler.
İç düzenleriyle,aydınlatmalarıyla,dışındaki jetten tutun nikelajlarına kadar herşey bir yerlerden alıntı olsa da yine de özeldi.Hepsi tek tek el emeği ve göz nuruyla nakış gibi işlenirdi.Hala da işleniyor.(Öyle değil mi Ahmet Canbaz üstad).
Sadece kamyondan bozmalar değil,1970 lerde O302 ye çevrilen ve sadece bilen gözlerin anında anlayabildiği 352 ler,kısa Magirus'lar,321 lerde,1980 lerde S modelinin çıkmasıyla fırtına gibi esen O302 den dönme O302S lerde de bu ince yaratıcılık görülürdü.
Mesela hemen bir örnek vereyim.O302 nin arka kapısındaki cam yekparedir değil mi?Pek çok kasacı topladığı otobüslerde bu camı sürgülü yapardı.Burada amaç tek parça camı takamamak değildi.Muavin o camı açıp kafayı dışarı çıkarsın da bağırabilsin veya otobüste ayakkabısını çıkaran yolcunun kabahati tolere edilebilsin,araç içi havalandırmasına katkı sağlayabilsin diye idi.
Araç içlerine öyle güzel ilave teşkilatlar yaparlardı ki otobüs işinin kralı Alman gavuru bile görse bu ilaveleri beğenebilirdi.
1990 larda Bursa'lı karasörcülerimizin yaptıkları işler ortada.Orijinalini aratmayacak güzellikteki çift katlıları,jumboları görüyoruz.
Bu gün de Bursa'lı sanatkarlar aynen yukarıda bahsettiğim gibi yaratıcılıklarını,sanatlarını konuşturuyorlar.İşte alçak tabanlı otobüsler,işte belediye tipi otobüsler yollarımızda başarıyla çalışıyorlar.
Burada bazı arkadaşlarım "ama canım bunlar gidip MAN altyapı alıyor,ZF şanzuman ve dingillerle otobüs yapıyor" diyerek yapılan işi küçümsemeye her konuda olduğu gibi kendimizi küçültmeye çalışacaklardır.
Artık bu gibi konularda iddia etmeye gerek yok.Pek çok büyük firma dahi aynı şeyi yapıyor.Bükemediği bileği öpüyor.
Yeni bir motoru tasarlayıp üretmek gibi ağır masraflı,külfetli ve riskli bir işe girişmektense üretilmiş hesaplı ve başarılı bir motoru alıp kendi aracında kullanıyor.
Keza diğer yardımcı düzenler,şanzuman,diferansiyel,ön aks ve rötarder,fren ve elektrik sistemi gibi malzeme için de bu geçerli.Hazırı alınıp kasaya uyarlanıyor.
Çok bariz bir örnek daha vereyim.Alman'ın Opel'inin üzerinde Fiat motoru var.Milletimiz bizde üretilen 1.4 Linea T Jet (Turbo) arabaya burun kıvırırken aynı motor İnsignia Opel'de olunca "vay be motora bak kardeşim" demekten geri kalmıyor.
Bursa'lı üreticilerimiz için de aynı şey geçerli.Aynı MAN motoru MAN otobüsün üstündeyken verilen tepki de aynı.
Bursa üreticisi belki birlik olup daha kuvvetli işler yapamayabilir.Ama bu herşeyiyle kendilerinden olan üretimlerini de bir şekilde değerlendirip Fatih üstadın belirttiği gibi komşularımızda,Arap yarımadası ve hatta Afrika'da tutunup güzel pazarlar edinebilirler.
Kim ne derse desin,ben şahsen Bursa işi otobüsleri her zaman beğendim,bundan sonra da beğeneceğim.Allah yollarını açık etsin.