22/10/2012, 09:19 AM
Sami Ertaga demiş ki;
1980'li yılların sonunda Aksaray'da bir büro açılır.Bu bürodan hacca kayıtlar alınır.Ama diyelim ki o yıl hac için Diyanet ve diğer bürolar 5000 TL. topluyorlarsa bunlar 4500 TL. toplarlar.Ucuz da olunca neredeyse iki otobüslük de müşterileri olur.
Gel zaman, git zaman gitme vakti gelir,çatar.Hacılara ertesi sabah Yenikapı'da olmaları tembihlenir.Sabah saat 06:00 hareket saati olarak belirlenir.Malum yol uzundur,bir an evvel yola koyulmak gerekir.
Hacılar işi garantiye almak için sabah namazını kılınca erkenden Yenikapı'ya gelirler.Saat 06:00 gibi de iki tane halk otobüsü ufukta görünür.Hacılar itiraz ederler,"bu otobüse mi biz onca parayı verdik" derler.Yazıhaneci hemen onları yatıştırır."Asıl arabalarımız klimalı V8,şehir içine giriş yasak olduğu için bunlara bineceksiniz.Karşıda otobüs değişecek" der.
Ne yapsınlar,biner yola çıkarlar.Kadıköy'e geçerler biraz giderler ama V8 falan yoktur.Bostancı kavşağı geçilir,Gebze geçilir.Temmuz sıcağı bastırmaya başlar.Halk otobüsü hamam gibi olur.Hacılar söylenmeye başlarlar.Otobüste onca tepki olmasına rağmen şoförler sağır ve dilsiz kesilir.Cevap bile vermezler.
Eski İzmit otogarı önünde artık film kopar.İnsanlar hac sabrını dahi unutarak şoförlere yüklenirler.Her iki şoför de ağız birliği yapmışcasına "o zaman biz sizi burada indirelim.Gidip otobüs bulup gelelim" derler.Hacılar eşyalarını alıp garajda iner.Halk otobüsleri de gider.Öğle olur,ikindi olur gelen giden olmaz.Aksaray'daki büro da telefonlara cevap vermez.Onlar da çaresiz,polise giderler.
Kendilerini oraya getiren otobüslerin plakalarını,büronun telefonlarını verirler.Otobüslerin plakaları trafikten çekilmiş iki adet mobilete ait çıkar.
Koşturup İstanbul'a Aksaray'a giderler.Bürodaki tabela sökülmüş,masa sandalye ve hac için verdikleri paralar dahil herşey uçup gitmiştir.
Not:Yaşanmış bir olaydır.Daha sonra dolandırıcılar yakalanmıştı ama ne fayda.
Alıntı: 1980li yılların başlarında bir ara Hacca, İstanbul'dan belediye otobüslerinin de gönderildiğini duymuştum. Doğru mu acaba?
1980'li yılların sonunda Aksaray'da bir büro açılır.Bu bürodan hacca kayıtlar alınır.Ama diyelim ki o yıl hac için Diyanet ve diğer bürolar 5000 TL. topluyorlarsa bunlar 4500 TL. toplarlar.Ucuz da olunca neredeyse iki otobüslük de müşterileri olur.
Gel zaman, git zaman gitme vakti gelir,çatar.Hacılara ertesi sabah Yenikapı'da olmaları tembihlenir.Sabah saat 06:00 hareket saati olarak belirlenir.Malum yol uzundur,bir an evvel yola koyulmak gerekir.
Hacılar işi garantiye almak için sabah namazını kılınca erkenden Yenikapı'ya gelirler.Saat 06:00 gibi de iki tane halk otobüsü ufukta görünür.Hacılar itiraz ederler,"bu otobüse mi biz onca parayı verdik" derler.Yazıhaneci hemen onları yatıştırır."Asıl arabalarımız klimalı V8,şehir içine giriş yasak olduğu için bunlara bineceksiniz.Karşıda otobüs değişecek" der.
Ne yapsınlar,biner yola çıkarlar.Kadıköy'e geçerler biraz giderler ama V8 falan yoktur.Bostancı kavşağı geçilir,Gebze geçilir.Temmuz sıcağı bastırmaya başlar.Halk otobüsü hamam gibi olur.Hacılar söylenmeye başlarlar.Otobüste onca tepki olmasına rağmen şoförler sağır ve dilsiz kesilir.Cevap bile vermezler.
Eski İzmit otogarı önünde artık film kopar.İnsanlar hac sabrını dahi unutarak şoförlere yüklenirler.Her iki şoför de ağız birliği yapmışcasına "o zaman biz sizi burada indirelim.Gidip otobüs bulup gelelim" derler.Hacılar eşyalarını alıp garajda iner.Halk otobüsleri de gider.Öğle olur,ikindi olur gelen giden olmaz.Aksaray'daki büro da telefonlara cevap vermez.Onlar da çaresiz,polise giderler.
Kendilerini oraya getiren otobüslerin plakalarını,büronun telefonlarını verirler.Otobüslerin plakaları trafikten çekilmiş iki adet mobilete ait çıkar.
Koşturup İstanbul'a Aksaray'a giderler.Bürodaki tabela sökülmüş,masa sandalye ve hac için verdikleri paralar dahil herşey uçup gitmiştir.
Not:Yaşanmış bir olaydır.Daha sonra dolandırıcılar yakalanmıştı ama ne fayda.