Türkiye Ulaşım Sektörü İhtisaslaşmış İnteraktif Haber Forum Merkezi

Tam Görünüm: Mercedes Benz Otomarsan O302
Şu anda Hafif Görüntüleme modundasınız. Siteyi normal görüntülemek için, Buraya Tıklayın
[Resim: 39226386.jpg]





Karadeniz yolculukları M.Ali Ağabeyimin anlattığı gibi meşakkatli yolculuklardır. Hatta bu yolculuklarda da bazen varış saatleri aksamaktaydı 80 li ile 90 lı yıllarda.

İstanbul sırasında olan arabalar,yaz sezonunda arabanın yetersizliğinden dolayı Trabzon'dan boş olarak hareket eder Araklı, Arsin , Sürmene ,Of sahil şeridini takip ederek,(Of kutsal topraklardır ahalisi tireg Allah'a Bağlıdır),Rize'ye varmaktaydılar.Burada taş gibi O302 S V6'lar O303 V8'ler,İyidere ve Kalkandere ilçelerinde sıra saatleirni bekler ya da ,iyidere kalkandere'ye tekrar boş olarak hareket eder köylerden Ankara İzmir İstanbul'a gidecek olanları toplar tekrar Rizenin merkezine inerlerdi.

Rize merkez'de vedalaşmalar tamalandıktan sonra,yarı dolu kapasite ile tekrar aynı sahil şeridini takip ederek Of garajına girerler,buradan da tüm yolcularını aldıktan sonra yolculuğa başlarlardı.

Araçlar Trabzon garajını direkt geçerek Vakfıkebir'e uğranır,oradaki fırınlardan meşhur Vakfıkebir ekmeği (hakikisi tenekde ballı pişer derler) ve bugünün tabiri ile tanımlanan organik gıda satan dükkanlardan tereyağı minci köy peniri ve alınır,yolculuğa devam edilirdi.

Yolculuklar devam ederken,akşam vakitlerine doğru yavaş yavaş muavinlere ve ya şöförlere ''Nemazi Kaçurmayalum'' diyerek defalarca ikaz'da bulunur,Samsun dolaylarında bir saatlik mola verilirdi.Eğer şöför dalgın olup şayet namaz vakitleirni kaçırdıysa vay o firmanın haline derdim
hep,çünki kaçan namazları eda edemeyen yolcular genelde kavgacı bir uslupla sürekli problem çıkarırdı.Sebebi ise batısı ve doğusu ile karadeniz insanı inanç ve ibadetleri milliyeti konusunda,zerre kadar taviz vermezdi.
[Resim: kx91k.jpg]
[attachment=3326]

Bu resmi iki gün önce Fatih üstad göndermişti.O gece resimdeki bazı küçük kusurları düzelttim ama bir türlü siteye yükleyemedim.

Hadi yine her zaman olduğu gibi, birlikte inceleyelim.

Gazanfer Bilge için daha önceleri de çok şeyler yazılıp çizildi.Bu firma İstanbul'dan Ankara'ya 1970 li yıllarda onbeş dakikada bir otobüs kaldırıp hem de paket olarak yollamış bir firmadır.Harem'i de keşfedip buradan otobüs hareket ettirmenin iyi bir şey olacağını keşfedip uygulayan da rahmetli Gazanfer Bilge'dir.Kadıköy'ün ortasında rekabetten dolayı biribirine tabanca mermisi ikramında da bulunsalar da eskinin üç silahşörleri (Gazanfer Bilge,Gülhan,Atan Kardeşler) Türk Otobüs Tarihi'ne geçmiş firmalardır.

Özellikle Gazanfer Bilge şimdiki tabiriyle "Herşey zamanında" yaptığı işlerle ünlüdür.Bir otobüs 11:15 te hareket edecekse bu otobüs 11:14 te şoförü yerini almış,muavini takozu almış (eskiden otobüs durunca altına takoz konurdu,hatta muavinlere kızıldığında "takozcu" denirdi.),katip listesini kontrol etmiş faturayı kesmiş ve parayı kaptana teslim edip "sakalını" almış olurdu.Ve vakti geldiğinde otobüs süzüle süzüle yola çıkardı.

Sırf bu "herşey zamanında" prensibinden dolayı pahalı firmaları değil de Gazanfer Bilge'yi tercih eden bir sürü yolcu vardı.

Resime dönelim isterseniz.Resimde yer alan şahısların "İspanyol Paça" tabir edilen pantalonlarına bakarsak muhtemelen 1974-78 yılları arasında çekilmiş olmalı.Bu tarihlerden önce zaten renkli fotoğraf da yoktur.

Otobüsümüz muhtemelen 1968-71 modeller arası olabilir.Ön tarafta hostes koltuğu bariz şekilde belli oluyor.Krem renkli direksiyon simidi ve cam altlarındaki çift sıra çıtalar ile dıştan bagaj menteşeleri karakteristik özellikler olarak ilk gözümüze çarpanlar.Yine daha önceki mesajlarımda bahsettiğim ön cam üstü havalandırmaların kapatılması bunda da aynen uygulanmış.

Otobüsümüzün önündeki "İstanbul" levhası da pleksiglas levhalar üzerine standart kaligrafi ile elde yazılmış o yıllara has bir levha.Arkasında da "Ankara" yazıyor olmalı.

Ön camdaki muhtelif ülkelere ait yan yana çıkartma bayraklar ise bu otobüsün Gazanfer Bilge'ye gelmeden önce yurt dışına da çalıştığını gösteriyor.Muhtemelen Bosfor'da değil ama (renkleri uygun değil) Yazıcıoğlu'nda çalışmış olabilir.İçeride 5-6 ve 7-8 numaralı koltukların üzerinde tavanda da yine yabancı bir küçük bayrak göze çarpıyor,ama resim çok net olmadığı için ne olduğu hakkında bir şey söyleyemiyorum.

Zaten öndeki Gazanfer Bilge yazısı da dandik.Yani bu otobüs Gazanfer Bilge'nin firmasına ait bir otobüs değil.Çünkü firmada standartlığa çok önem verilirdi.Bu tip çiçekçilerde çelenklere yapıştırılan tipte yazı ile kendi otobüsleri çalışmazdı.Muhtemelen geçici bir süre ile çalışacağından dolayı böyle bir kolay çözüme gitmişler.

Arkadaşlarım,bu eski resimler detay dolu.Hangisini yazacağımı bilemiyorum.Herşey bizleri eskilere götürüp o günleri yaşamamıza vesile oluyor.

Bu resimlerin bizlere ulaşmasına sebep olan arkadaşlarımıza tekrar tekrar teşekkür ederim.Gerçekten çok güzel resimler.

Herkese selamlar...


Not:Volkan'ın yukarıdaki Yılmaz Turizm resmi ve önceki sayfalardaki Pan Turizm resimleri için de yazacaklarım var.Ayrıca bu resimle birlikte gelen bir tane de çok güzel bir Ulusoy var.Onları da ilerleyen günlerde beraberce inceleriz.
[attachment=3327]

Ve işte yukarıda bahsettiğim resim karşınızda.Bu da çok güzel bir resim.

Son olarak gelen bu üç resim bize O302 nin gelişmeleri konusunda ip uçları veriyor.

İlk resmimizi hatırlayalım.Hac kafilesinde görüntülenen Kanberoğlu firmasına ait otobüsler ilk O302 lerin özelliklerini çok net olarak görmemizi sağlamıştı.

İkinci resmimizdeki Gazanfer Bilge yazılı O302 miz de de bir takım özellikleri görmüştük.

Bu otobüsümüz de bambaşka özellikler taşıyor.Dikkat ederseniz bunun cam üstü havalandırmaları kapalı değil.İçeriyi çok net olarak göremiyoruz ama muhtemelen koltuklar üzerinde şapkalıklardan başka havalandırma kanalları ve okuma lambaları da var.Bundan dolayı da ön hava girişlerinin açık olması gerekir.

Bagaj kapaklarına dikkat edelim.İlk modellerde gördüğümüz dışarıdan menteşeler bu otobüste yok.Silecekler de ortada duruyor.

Ön kapılar üzerindeki gabari lambaları bu otobüste yok.1975 yılına kadar bu kapılar üzeri lambalar kullanılmıştı .1976 yılından itibaren çift sıra nikelajla birlikte resimde görülen hava girişlerinin yanlarındaki lambalara dönülmüştü.

Ama ilk modellere göre bir farklılık da çeki demiri bağlantı yerinin (kanca) olması.Çeki demiri iki tarafı yuvarlak delikli uzunca bir demirdir.Ağır vasıtaların çekme işleminde halat değil bu demir kullanılır.İşte en altta kırmızıya boyanmış bölümde sağ tarafta çeki demirinin bağlanacağı yerdeki şişlik belli oluyor.İlk modellerde bu yoktur.Aslında O302 ler bu çeki kancasını bir kazaya kurban gitmedikçe çok fazla kullanmış araçlar değildir.Bunlar arıza yapmayı bilmeyen otobüslerdir.

Bir diğer önemli farklılık ise yolcu camlarında sürgülü kelebeklerin olmayışı.İşte burada resmin sihiri bozuluyor.Bu özellik 1976 yılından sonraki modellerde gördüğümüz bir özelliktir.Ve bu modellerde yolcu camları yeşil,mavi ve kahverengi olmak üzere hafif renklidir.Orijinal fabrika çıkışlı olmayan yani sonradan yeni modellere benzetilmek üzere değiştirilen eski model otobüslerde bu camlar mutlaka Yaman Oto Cam (Antalya) markalıdır .Ve çoğunda optik kusurlarıyla birlikte renklendirme özürleri belli olurdu.

Bu otobüste gözüme çarpan bir farklılık da ön jantın değişikliği.Bizim bildiğimiz standart O302 jantı bu değil çünkü.Bu jantın muhtemelen İrannational veya başka bir markaya ait olduğunu düşünüyorum.

Otobüsün üzerindeki boya deseni çok yaygın kullanılan ve O302'ye en çok yakışan jetlerden birisidir.Ön kısımdaki stepne ve çeki kancası koruyucu sacı da kırmızı yapmasalar daha iyi olacakmış aslında.Bu sac yollarda taş vb. etkenlerle eğilip bükülüp de hazır bulunan bu sacla değişmiş ve boyaya fırsat bulunamamış da olabilir.

Yine Gazanfer Bilge'de gördüğümüz standart kaligrafili pleksiglas İstanbul levhası burada Trabzon yazılı olarak göze çarpıyor.Tamamen el emeği ve göz nuru ile yazılmış "Ulusoy" yazıları,amblemler ve ön camdaki sarı yaldızla yapılmış Ulusoy logoları aslında birer sanat eseridir.

Belki çok küçük bir ayrıntı ama ön alt köşede yer alan küçük lambaya dikkatli bakın.Bu yuvarlak küçük lamba Murat124 ün çamurluğunda bulunan sinyal lambasıdır.Turuncu renkli bu lamba kalitesiyle bilinir.Ve bu O302'de de bulunduğu yere çok yakışmış bence.Kim akıl etmişse güzel bir iş yapmış.

Şimdi bu otobüsümüzün modelini tahmin etmeye kalkışırsak yanılırız.Cam altındaki çift sıra çıtaları ve genel duruşu 1968-1976 aralığında bir modele sahip olduğunu kısmen gösterse de daha önceden de bahsettiğim gibi O302 küçük müdahelelerle yepyeni model olabilen bir otobüstür.

Resimler için emeği geçen herkese çok çok teşekkürler.

Herkese selamlar...

Adil Sezgin

Selamun Aleyküm

Evet bu dostlar bu,otobüsü cok iyi tanıyorum vede ozellıkle istedım bu resmi o zamlar termede akalın tesisleri vardı,orda mola verirlerd. Ben o zamanlar yıkamacıydım bu otobüs Trabzon carşıbası iskefiyedendir keleş bektaş ve kardeşi mahmut abi şöförleriydı keles abım bana otobusun on arkasını sabunlamadan bahşiş vermezdi ara sırada o zamanlar 3 lü kaymaklı biskivü verirdi...Arkadaşlar bu resimde ayrıca Ulusoyun aslanlı logosu var dikkat ederseniz m.ali sade ağabeyimzin dikkatinden kacmamış lambalara gelirsek o zamanlar, aksesuar hastasıydı şöförler cantları beyaza boyamak kırmızı siyah şerit çekmek modaydı...İnanın bu resmi gördüm gözlerım yaşardı çocuklugum bu abilerımle gecti şu gerçekki her şey eskidendi arkadaşlar şimdiki zamanı hep biliyoruz...Keleş abimın yine resimlerini yayınlar Fatih kardeşim gıcıklık yapmaza .....saka saka Big Grin

Allaha Emanet Olun.
Adil SEZGİN.
Uçak Pilotları’nın bu kadar karizması yoktu.Enver Esmer Ağabeyimizin yollamış olduğu bu fotoğraflar,O302'nin bir fabrika kadar Mercedes Benz'in ne kadar kıymetli olduğunu gösteriyor.İspanyol paça pantolon ve çarşamba ayakkabılar da raconu.Kalanlara selamet ölenlere rahmet olsun.

[attachment=13484]
Referans Adresler